Paylaş
Bütün İnsanlığa, vicdanı olan ve içinde bir damla bile sevgi olan herkese sesleniyorum...
Hashtag ile lütfen tepkinizi paylaşın ve change.org da ki köpek katliamına karşı imzalayın lütfen...
https://www.change.org/p/yulin-dog-meat-festival-will-happen-again-on-june-21-2017-10-000-dogs-will-be-tortured-and-then-eaten-this-cruel-festival-started-in-2010-and-it-must-be-stopped?recruiter=354630968&utm_source=share_petition&utm_medium=facebook&utm_campaign=autopublish&utm_term=mob-xs-share_petition-reason_msg&pt=AVBldGl0aW9uAKYKnwAAAAAAWN%2FpVSx%2Fh2FiZGRkMmVlNQ%3D%3D
Kediler ve köpekler insanlığın en yakın dostları. Ben tam bir kediciyim. Kedi tutkum ayrı bir konu...
Çocukluğumda köpeklerim de oldu ve köpekleri gerçekten çok seviyorum. Köpekler pek çok gözleri görmeyen insanın gözleri, epilepsi hastalarının koruyucusu, evlerimizin en güçlü bekçileri, yaşlılarımızın yoldaşları, ailelerimize sevgiyi öğreten üstadlar olarak hayatımızda yerlerini alıyorlar. Onların insanlığa o kadar çok iyiliği var ki saymakla bitmez...
Türkiye’de bazı insanlar yavru köpekleri alıp büyüyünce sokağa veya ormana bırakıyorlar. Bu insanların, ceza almaktan korkmasalar başka insanlara da çok rahat zarar verebileceklerinden hatta öldürebileceklerinden şüphem yok. Çünkü vicdanları ile bir bağlantıları yok...
Bence biz insanlar olarak Dünya’da insanlığın en yüksek bilinç haline ulaşmak için ilerliyoruz. Herkes soruyor ya, “Neden bu Dünya var, neden buradayız, bütün bunun amacı ne?” diye... İnsanlığın en yüksek bilinç haline ve gücüne ulaşmaya doğru ilerliyoruz. Ve bir gün Dünya barışının ötesinde, sonsuzlukta ki diğer bizim gibi uygarıklarla birlik olacağız, buna inanıyorum.
Lakin o noktaya gelene kadar, Dünya’daki tutumlarımız ile insanlığın sevgisini göstermeliyiz.
Gerçekten Çin’deki bu katliamı gördüğüm zaman içim öyle bir acıdı ki size anlatamam. Her sene Çin‘in Yulin kentinde yüzlerce yıldır, Köpek festivali adı altında bizim can dostlarımız köpekleri, dövüyor ardından işkence ediyor ve öldürüyorlar. Köpekleri yakıyor ve elektrik veriyorlar. Çin bu konu ile ilgili ikiye bölünmüş. Bir kısım karşı çıkarken, diğer kesim yüzlerce yıllık gelenek diyormuş. O zaman Dünya’daki birçok kabilenin yüzlerce yıllık insan yeme geleneği de var. Gitsinler, gelenekleri bozmamak adına onları da bir güzel yesinler...
Böyle durumlarda gerçekten süperman olmak istiyorum. Oraya uçacağım, hepsini toplayıp, yamyamların ortasına atacağım. Lakin böyle birşey düşündüğüm zaman “Can dur!” diyorum kendime. Çünkü ben sonsuzluğun bir bilincinin olduğuna ve yapılan herşeyin aynen geri döndüğüne inanıyorum. Onlar da mutlaka yaptıklarının bedelini ödeyecekler.
Köpeklerin büyük ağların içine toplu olarak atılmış, gözyaşları içinde kameraya bakan resimlerini gördüğüm zaman bunu yapanlar insan olamaz dedim... Düşündükçe gözyaşlarım dökülüyor...
Türkiye’de Dünya‘ya geldiğim için kendimi çok şanslı sayıyorum. Bizler gerçekten köpekleri ve kedileri seven bir uygarlığız. Avrupa ve Amerika’da sokak hayvanlarını göremezsiniz çünkü hep öldürmüşler. O yüzden de fareler basmış ve veba Avrupa’yı kasıp kavurmuş. İşte, herşeyin bir bedeli var.
Türkiye’de kedilere işkence eden ve hatta tecavüz eden insanlar da var. Geçen gün bir kediyi işkence ile öldüren bir adam 3 yıl hapis cezası aldı. Gerçi ona adam demek yanlış olur hatta insan bile dememek lazım, muhtemelen bu kişiler insan olamamışlar, homo sapiens olması insani değerlere ve erdeme sahip olması anlamına gelmiyor. Erdemli olmak ayrı bir şey, vicdanının, içinde sevginin, zihninde iyiliğin olabilmesi ayrı bir konum. Benim “Aşka Yürü” kitabımda kedilerin ve köpeklerin önemini, insanlara nasıl şifa verdiklerini özellikle vurgulamıştım. Aynı zamanda bu kitapta “Evliyalar ve Yücelerle Yaşamak” adının altında Dünya’da yaşamış ışık üstadlarını nasıl örnek almamız gerektiğine dikkat çekmiş, bu konuyu uzun uzun irdelemiştim. Ve yine kısa da olsa vurgulamak istiyorum. Bizler Dünya’da koskocaman bir aileyiz. Köpekler ve kediler bize o kadar çok şey öğretiyorlar ki.. Benim kedim Matu bana sevginin pek çok boyutunu öğretti...
İnsanlık olarak daha öğrenecek çok şeyimiz olduğuna inanıyorum.
Işığa ilerlediğimiz ve sevginin izinden yürümemiz gereken bugünlerde hergün aydınlanmış günlere daha çok yaklaştığımızı hissediyorum...
Lütfen Köpeklerin katledilmesine tepkinizi gösterin...
Ve sokaklarımızda ve barınaklarda çok zor şartlar altında yaşayan, ağlayan, yanlız hayvanlara lütfen hep beraber destek olalım...
Karabük Üniversitesi’nin kurduğu Kediversite hepimize örnek bir davranış. Daha önce ki “Patilerin Birliği” köşe yazımda bu konuyu uzun uzun yazmıştım. Lakin vurgulamadan geçemeyeceğim. Bu gençlerle konuştuğum ve onlarla iletişimi devam ettirdiğim süreçte içim umutla doldu. İçlerinde bu kadar sevgi ve iyilik olan genç insanların birlik içinde hareket etmesi beni canı gönülden etkiledi.
Dilerim hepimiz iyiliğin ve sevginin yolundan, içimizdeki sevginin ateşinin ışığı ile ilerleriz. Eğer sevginin ateşi ile ilerlemeye devam edersek, ışığımız bir çok başkalarının ışığını yakacak ve o ışıkların birliği sevginin güneşi olacaktır...
Sizi seven bir Can...
Paylaş