Farkındalıklar ile dünya daha güzel

Geçen hafta Brezilya’ya John of God ile buluşmaya gittim.

Bu buluşma esnasında Dünya’nın dört bir yanından insanların farklılıklarının nasıl bir pozitif enerji ortaya çıkardığını görseniz şaşırırdınız.

John of God konusu çok uzun bir konu. John of God’un Oprah’tan sonra, 3 senenin ardından ilk kez benimle yaptığı röportaj Hürriyet gazetesinde yayınlanmıştı. İnternetten bulabilirsiniz. “Türk insanları bilge ve gerçeği biliyorlar...” cümlesi zaten pek çok şeyi açıklıyor.

Brezilya’dan dönerken uçakta koltuğumun sol yanında yahudi bir genç oturuyordu. Belinin yanından sarkan ipler, başında ki kipa, elinde Tevrat’la sallanarak dua okuması, yemek servisinde ona özel, inancına uygun yemeklerin gelmesi ile bambaşka bir dünyada yaşıyordu.

Koltuğumun sağ yanında ise başka bir genç elinde arka arkaya şaraplar, biralar, kulağında kulaklığı ile müzik dinlemesi, oturduğu yerden dans ederken etrafına gülücükler saçması, önündeki ekranla oynayışı ile bambaşka bir dünyada yaşıyordu.

Sol yanımda genç bir adam dua ederek sallanırken, sağ yanımda genç bir adam müzikle dans ederek sallanıyordu. Aynı anda bunu yaşıyor olmak benim için çok özel bir deneyimdi. O an size bu yazıyı yazmam gerektiğini fark ettim.

Dünya’da ki hiç bir ağaç bile birbiri ile aynı değil, sonsuzluk farklılıklar ile dolu.

Lakin her bir dinden, ulustan, gruptan olan kişi bütün Dünya’daki herkesin kendisi gibi olmasını, kendisinin doğrusunun asıl olduğunu söylüyor. Bu tarih boyunca hep böyle sürüp ilerlemiş bir gerçek.

Burada farklılıkların bize olan katkılarını, evrimleşmemizi ve gelişimimizi olumlu yönde etkilediğini görmek lazım.

Hayatta herşeyin bir karşıtı veya zıttı vardır. Farklılıklar bizleri zenginleştirir. Ve benim anladığım sonsuzluğun gerçeği, her daim farklılıkların olacağıdır.

Pek çok farklı inanç bir gün bütün dünyanın kendi inançlarına döneceğine, o gün dünyanın kurtulacağına inanıyorlar.

Belki de onların söylediği doğrudur. Dünya bir gün bunu görecek. Tabi biz görür müyüz bilinmez.

Ben farklılıkların dünyayı daha da güzelleştirdiğine inanıyorum. Tabi hayvanlara, insanlara ve doğaya zarar vermedikçe.

Hayatın güzelleşmesinin sırlarından bir tanesi de bence dünyanın farklılıklarını kucaklamak.

Farklılıkları sevdiğiniz, olduğu gibi kucakladığınız zaman hayat bambaşka bir güzelliğe bürünüyor.

Farklılıklardaki güzellikleri görmeyi seçtiğiniz zaman dünya sizin için bir cennete dönüşüyor.

Hepimizin ailemizden gördüğümüzden başka farklı bir gerçeklik ile karşılaştığımız zaman reddetmemiz, aslında bizim dünyanın farklılıklarla dolu olduğu gerçeğini reddetmemiz demek. Bunun bilinç altı etkisi olarak ta bizi dünyanın varoluşunu kabul etmememiz sonucuna götürür.

Ailelerimiz, kendi ailelerinden belli bir güven alanında kalmak ve kendi ait oldukları alana aidiyet duygusunu kaybetmemek adına yargılarını bırakmak istemiyor. Kendi doğrularının asıl doğru olduğunu savunarak, farklılıkları yargılayarak, beğenmeyerek ve hatta eleştirerek farklılıkları sevmemeyi seçebiliyorlar.

Sevmediğiniz bir yerde mutlu olamazsınız.

Yanlız, olduğunuz dünyayı ve yaşam alanınızı herşeyi olduğu gibi sever, kabul eder, güzelliklerini görmeyi seçerseniz o zaman gerçek mutluluğu yaşamaya başlarsınız.

O yüzden diyorum ki:

Farklılıkları sevin yaşamınız mutlulukla dolsun...

Farklılıkların güzelliklerini gördüğünüz ve yaşadığınız bir yaşam hepimizi yüceltecektir.

Sevginin kaynağının gücü sizinle olsun...

Sizi seven bir Can...