Paylaş
Güncel/ Politika/ Düşünce
Fetiş İkâme
Der.: Tuna Erdem, Seda Ergül
Sel Yayıncılık
Netameli konularda, tekinsiz sularda bir kitap. Cesaret edemeyenler okumasın. Zira ucu size de dokunabilir kimi sözlerin. Zira ‘fetişizm’; dini fetişizm, meta fetişizmi ve cinsel fetişizm gibi üç farklı anlama sahip. Hâl böyle olunca kapsam alanı ve birilerinin bilerek veya bilmeyerek fetişleştirdiği ‘şey’ hiç de azımsanacak gibi değil. Fetiş İkâme’de bir araya getirilen yazılar kozmetikten pornoya, ekonomiden felsefeye, politikadan dine, sosyal gündelik yaşantıdan psikanalize, müzikten sinemaya, popüler kültüre kadar geniş bir alanda neleri fetişleştirdiğimizi gözler önüne seriyor. Kitap 2007 yılında Bağımsız Akademisyenler adlı bir oluşumun gerçekleştirdiği, dünyanın her yerinden akademisyenlerin, uzmanların bir araya geldiği konferans metnine yeni ilavelerin yapılmasıyla oluşturulmuş önemli bir kitap. Yazarının sözleriyle; “Fetiş İkâme, fetişizmin etkisi altındaki kültürel ilişkileri tespit etmeye, sorgulamaya ve anlamaya çalışarak, fetişin adını kötüye çıkan mesnetsiz ve olumsuz çağrışımların düşünceyi sekteye uğratmasını engellemeye çalışıyor.” Gerçekten de oldukça önemli bir(çok) konu hakkında en az o kadar önemli bir kitap.
Witgenstein’ın Metresi/
David Markson/
Çev.: Pelin Angı, Suut Kemal Angı/
Jaguar Kitap/ Roman
Yılın en iyi romanlarından biriydi ‘Witgenstein’ın Metresi’. Bir o kadar da zor bir metin. Pat diye başlıyor! Daha ne olduğunu idrak edemeden sayfaları geride bırakıyorsunuz. Çünkü anlıyorsunuz zihninizin içinden birisi sizinle konuşuyor. O zaman bırakıyorsunuz kendinizi duyduğunuz sese. Ve pat diye bitiyor her şey! Afallıyorsunuz… Anlatıcı dışında hiçbir insanın olmadığı ancak binlerce kahramanın olduğu ve anlatılanın insanlık tarihi olduğu bir roman bu. David Markson bir kadın anlatıcının kendi kendisiyle konuşması, düşünmesi, sayıklamasını kullanıyor bu insanlık tarihini anlatırken. Sanat tarihinin, felsefenin ve felsefe tarihinin neredeyse bütün adlarının bütün figürlerinin karşımıza çıktığı, özetle insanlık tarihinin hallaç gibi silkelendiği bir roman. Hatta insan roman dediğinde bile tedirgin oluyor kitaptan söz ederken. Şaka değil. Kitap bittikten sonra Ann Beattie’nin “Bunu okuyan kişi dünyayı eskisi gibi göremez artık” sözünün ne kadar doğru olduğunu göreceksiniz.
İslâm’ın Batı Cephesi/
Prof.Dr. Zeki Tez/
Hayy Kitap/ İnceleme - Tarih
Kültür tarihi açısından birbirinden önemli ve birçok okur için fazlaca kıymetli kitaplar kaleme alıyor Zeki Tez. Onun hazırladığı konuların zenginliği, çeşitliliği bir tarafa bunları anlatış biçimi de örnek alınacak türden üstelik. Daha önce birçok kültür tarihi kitabını okuduğumuz Tez, bu kez Mağribi coğrafyaya uzanıyor. Eski İslâm coğrafyası metinlerinde Mekke merkez sayılır, haliyle onun doğusunda kalan ülkelere “Maşrık” (Osmanlı Türkçesi meraklıları kelimenin ‘şark’tan türediğini görmüştür), batısında kalan ülkelere ise “Mağrip” (evet, bu da ‘garp’tan türüyor) denirdi. Bilhassa Afrika’nın kuzeyi, Akdeniz’deki kimi adalar ve İspanya’ya kadar uzanan bir coğrafyadan söz ediliyor. Zeki Tez, Mağrup, Endülüs, Sicilya ve Mısır’ın yani ‘İslâm’ın Batı Cephesi’nin tarihsel, kültürel, sanatsal ve daha birçok açıdan Avrupa’yı etkileyen hikâyesini anlatıyor bizlere. Yani bir taraftan da Avrupa ve dolayısıyla dünya tarihi okuyoruz. ‘İslâm’ın Batı Cephesi’ yılın en güzel kitaplarından biriydi.
Zona/
Geoff Dyer/
Çev.: Cem Alpan/
Everest Yayınları/
Deneme
Andrey Tarkovski’nin başyapıtı ‘İz Sürücü’nün (Stalker) izini süren bir kitap Zona. Dyer, hayata bakışını değiştiren filmi bizim de tekrar okumamıza sebep olan bir denemeyle hem sinema tarihine, hem edebiyata not düşüyor. Bir sahnenin peşinden kimi zaman sinema tarihinde geriye ve ileriye sıçramalarla gerçekleşen bir seyahate, kimi zaman felsefe hatta inanca dair bir sorgulamaya geçiyoruz. Dyer sadece İz Sürücü’nün değil birçok şeyin kitabını yazıyor. Her cümlesi bu kadar dolu bir deneme kitabı zor bulunur!
Paylaş