Botoks uygulaması genellikle ilerleyen yaşla birlikte belirginleşen mimik çizgilerini azaltmak için tercih edilen bir yöntemdir. Özellikle yüzdeki çizgiler ve kırışıklıklar için uygulanan botoks, minik iğnelerle kaslara ilacın verilmesi şeklinde yapılmaktadır. Uygulama yapılacak bölge ve doz kişiden kişiye değişkenlik göstermektedir. Botoks enjeksiyonu; alın, kaş çatma çizgisi, boyun ve kaz ayaklarındaki çizgilere uygulanmaktadır. Bu uygulama sonucunda kırışıklıkların açılması hedeflenmektedir.
Botoks uygulamasını, bazı özel durumlar haricinde doğal ve uyumlu bir yüz görünümüne sahip olmak isteyen herkes tercih edebilir. Yalnızca kas problemi yaşayan kişiler ve hamilelere botoks uygulaması yapılmaz. Botoks uygulaması genellikle 4 ay etkili olmaktadır. 4 ila 6 ay arası etkisinde azalma meydana gelir. Bundan dolayı 6 ayda bir botoks uygulaması yaptırmak uygun olabilir. Kırışıklıkların önüne geçmek için nemlendirici kullanımı ve güneşten korunma oldukça önemlidir.
Botoks uygulamasında ilacın etkisi 3 ila 7 gün içerisinde tam anlamıyla oturur. Uygulanan bölgeye göre göz kapağında düşme ve çift görme gibi yan etkiler oluşabilmektedir. Yaklaşık 2 hafta içerisinde bu durum düzelmektedir. Bunun dışında kızarıklık ve baş ağrısı gibi yan etkilerle de karşılaşılabilir.
Jinekomasti, erkeklerde görülen bir durum olmakla beraber; meme dokusunun genişlemesi ve şişmesi olarak karşımıza çıkar. Tek memeyi etkileyebildiği gibi, bazı durumlarda her iki memeyi de etkiler. Özellikle ergenlik döneminde olan erkeklerde daha sık görülür. Ancak ilerleyen yıllarda da meme dokusunun büyümesi durumuyla karşılaşılabilir. Bu durumun oluşmasında birçok faktör etmen olarak karşımıza çıkar. Hormonsal sebepler veya aşırı kilo alma jinekomasti sebepleri arasındadır. Bunun dışında bazı ilaçların kullanımı ya da vücut geliştiren kişilerin sporu bırakması da jinekomastiye neden olabilir.
Tanı süreci sonrasında gerekli tedavi yöntemi belirlenirken bazı koşullar göz önünde bulundurulmalıdır. Herhangi bir fizyolojik başka bir hastalığa bağlı olmayan hastalarda; kalıcı olan meme büyümelerinde cerrahi operasyon gerçekleştirilebilir. Ancak ergenlik döneminde olan erkeklerde hormonlara bağlı bir büyüme olabileceği için bir süre beklemek gerekmektedir. Bunun yanı sıra; hormonal bozukluğa veya ilaç kullanımına bağlı bir meme büyümesi söz konusuysa, hastalara öncelikle esas hastalığın tedavisi uygulanmalıdır.
Ameliyat çoğunlukla genel anestezi altında tamamen uyku halindeyken yapılır ve genellikle liposuction yöntemi tercih edilir. Ancak bazı durumlarda cilt fazlalığı çoksa; liposuction yöntemine ek olarak fazla cildin çıkarılması gerekebilmektedir. Liposuction 5 mm’lik kesiler ile yapıldığından dolayı hastalarda bir iz kalmaz. Yalnızca, cerrahi kesi yapılması gereken fazla cildi olan hastalarda soluklaşan izler kalabilmektedir. Bu, uygulanacak tekniğe göre değişkenlik gösterir. Hastanede kalış süresi ise 1 gündür.
Estetik açıdan bakacak olursak; kişinin burun yapısını beğenmemesi ve yüz yapısıyla uyumlu bir burun görüntüsüne sahip olmak istemesi burun estetiği sebepleri arasında yer almaktadır. Burun boyutunda küçültme veya burnun normal bir boyuta gelmesini isteyen kişiler; cerrahi operasyona başvurmaktadır. Bunun yanı sıra; doğru nefes alamama gibi sağlık problemleri de burun estetiği ameliyatını gerekli kılmaktadır.
Burun estetiğinde ideal görünüm elde edebilmek için bazı faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. İdeal burun şekli; yüz yapısıyla uygun ve yüzdeki diğer organlarla orantılı bir şekilde olmalıdır. Bunun için; çene, alın, dudak mesafesi ve burun arasında bütünsel bir uyum yakalanmalıdır. Doktorunuz bu gibi ölçümleri dikkate alarak size uygun bir burun şekli önerecektir.
Burun estetiği ile burnun genel yapısındaki bozukluklar düzeltilebilmektedir. Açık ve kapalı yöntemler kullanılarak operasyon gerçekleştirilmektedir. Açık teknikte; kişinin burun ucuna kesi uygulaması yapılmaktadır. Kapalı teknikte ise; yapılacak kesiler, burun delikleri içerisinden uygulanmaktadır. Hastaya uygulanacak yöntem; planlanan cerrahi işleme göre değişkenlik göstermektedir.
Estetik burun ameliyatı genel anestezi altında yapılmaktadır ve ortalama 1 ila 3 saat sürmektedir. Ameliyat sonrasında plastik burun alçısı yerleştirilmektedir. 1 haftanın sonunda bu alçı çıkartılır. Bunun yanı sıra; burun içerisine ciddi bir müdahale yapılmadıysa burun içi tampon tercih edilmez. Ameliyat sonrası oluşan morluk ve şişlikler; ilk 48 saatten sonra azalır ve 1 hafta içerisinde neredeyse kaybolur. Burnun şeklinin oturması, burun derisinin kalınlığına göre değişkenlik göstermektedir. Ortalama 6 ile 1 yıl arasında bu süreç tamamlanmaktadır.
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Buse Çapkınoğlu
Liposuction; damar ve sinir yapıları korunarak, deri altı yağ dokularının vakum pompasına bağlı kanüller aracılığıyla kesilerden girilerek yapılan aspirasyon işlemidir. Liposuction aracılığıyla vücut şekillendirme işlemi, bilinenin aksine kilo verme yöntemi değildir. Bu yöntem aracılığıyla; sıkılaşma ve vücut hatlarının daha düzgün bir hale gelmesi hedeflenmektedir. Liposuction ameliyatı sonrasında hastanede kalma süresi genellikle 1 gündür ve korse kullanımı 4 ila 6 hafta arasında değişmektedir.
Liposuction; damar ve sinir yapıları korunarak, deri altı yağ dokularının vakum pompasına bağlı kanüller aracılığıyla kesilerden girilerek yapılan aspirasyon işlemidir. Liposuction aracılığıyla vücut şekillendirme işlemi, bilinenin aksine kilo verme yöntemi değildir. Bu yöntem aracılığıyla; sıkılaşma ve vücut hatlarının daha düzgün bir hale gelmesi hedeflenmektedir. Liposuction ameliyatı sonrasında hastanede kalma süresi genellikle 1 gündür ve korse kullanımı 4 ila 6 hafta arasında değişmektedir.
Silikon meme protezleri ve meme büyütme ameliyatı, gelişimini tamamlamış her genç kıza yapılabilir ve çoğunluk rahat ve güvenli bir şekilde bebeklerini emzirebilmektedir. Emzirmenin olumsuz etkilenmesi çok nadir rastlanan bir durumdur ve bu ihtimal silikon meme implantına bağlı değil, tercih edilen tekniğe bağlıdır. Hangi tekniğin kullanılacağı ise sizin ihtiyacınıza ve beklentinize uygun olarak plastik cerrahınız tarafından muayene sırasında belirlenmektedir.
Silikon meme implantlarının meme kanserine neden olmadığı literatürdeki çalışmalarla gösterilmiştir. Bu konuda FDA onayı da bulunmaktadır. Ayrıca meme kanseri sonrası meme onarımlarında da implant ile onarım çok sık tercih edilmekte ve yine bu açıdan da FDA tarafından onayı bulunmaktadır. Ameliyat sonrası meme kontrollerinde mamografi, ultrasonograf veya mr çekilmesinde bir sakınca olmayıp kişilerin veya meme kanseri hastalarının taramaları deneyimli bir radyolog tarafından rahatlıkla yapılabilmektedir.
Bu tabir artık çok geçmişte kalmıştır. Çünkü günümüzde kullanılan yeni nesil teknolojilerde silikon içerikli meme implantlarının yapısı daha yoğun ve doğala yakındır. Herhangi bir problem olmadıkça hayat boyu tekrar değişim gerektirmemektedir. Sessiz yırtılmalar çok nadir de olsa görülebilir. Bunun farkına varmak için de her kadının yaptırması gereken rutin yıllık meme muayenesi yeterli olacaktır.
Meme implantları, silikon veya salin ( serum sıvısı) içerikli olabilir. İmplantların kılıfları ise pürtüklü veya düz yüzeyli olablir. Bu hastalık içeriğinin silikon veya sıvı olnasına bağlı değildir. Bugüne kadar görülen ALCL vakalarının hepsi pürtüklü yüzeyli implantlarda görülmüştür. Son yıllarda meme implantlaları ile ilgili en çok tartışılan konuların başında gelmektedir. ALCL nadir görülen bir lenfoma türüdür. Dünyada ilk kez 2011’de tanımlanmıştır. Haziran 2019 verilerine göre tüm dünyada yaklaşık 35 milyon meme implantlı kadın varken, bildirilen ALCL vaka sayısı 573’tür. Yani buna göre, meme implantı olan kadında hayatı boyu ALCL geliştirme ihtimali %0.003(1/30000)’tür. Bir kadının hayatı boyunca meme kanserine yakalanma ihtimalinin 1/8 olduğunu biliyoruz ve bunu düşününce pürtüklü yüzey silikon implanta bağlı ALCL gelişme riski epey düşük görünmektedir. Ama yine de bu riski göze almak istemezseniz doktorunuzdan düz yüzeyli silikon implant kullanmasını isteyebilirsiniz.
Silikon meme protezleri ve meme büyütme ameliyatı, gelişimini tamamlamış her genç kıza yapılabilir ve çoğunluk rahat ve güvenli bir şekilde bebeklerini emzirebilmektedir. Emzirmenin olumsuz etkilenmesi çok nadir rastlanan bir durumdur ve bu ihtimal silikon meme implantına bağlı değil, tercih edilen tekniğe bağlıdır. Hangi tekniğin kullanılacağı ise sizin ihtiyacınıza ve beklentinize uygun olarak plastik cerrahınız tarafından muayene sırasında belirlenmektedir.
Silikon meme implantlarının meme kanserine neden olmadığı literatürdeki çalışmalarla gösterilmiştir. Bu konuda FDA onayı da bulunmaktadır. Ayrıca meme kanseri sonrası meme onarımlarında da implant ile onarım çok sık tercih edilmekte ve yine bu açıdan da FDA tarafından onayı bulunmaktadır. Ameliyat sonrası meme kontrollerinde mamografi, ultrasonograf veya mr çekilmesinde bir sakınca olmayıp kişilerin veya meme kanseri hastalarının taramaları deneyimli bir radyolog tarafından rahatlıkla yapılabilmektedir.
Bu tabir artık çok geçmişte kalmıştır. Çünkü günümüzde kullanılan yeni nesil teknolojilerde silikon içerikli meme implantlarının yapısı daha yoğun ve doğala yakındır. Herhangi bir problem olmadıkça hayat boyu tekrar değişim gerektirmemektedir. Sessiz yırtılmalar çok nadir de olsa görülebilir. Bunun farkına varmak için de her kadının yaptırması gereken rutin yıllık meme muayenesi yeterli olacaktır.
Meme implantları, silikon veya salin ( serum sıvısı) içerikli olabilir. İmplantların kılıfları ise pürtüklü veya düz yüzeyli olablir. Bu hastalık içeriğinin silikon veya sıvı olnasına bağlı değildir. Bugüne kadar görülen ALCL vakalarının hepsi pürtüklü yüzeyli implantlarda görülmüştür. Son yıllarda meme implantlaları ile ilgili en çok tartışılan konuların başında gelmektedir. ALCL nadir görülen bir lenfoma türüdür. Dünyada ilk kez 2011’de tanımlanmıştır. Haziran 2019 verilerine göre tüm dünyada yaklaşık 35 milyon meme implantlı kadın varken, bildirilen ALCL vaka sayısı 573’tür. Yani buna göre, meme implantı olan kadında hayatı boyu ALCL geliştirme ihtimali %0.003(1/30000)’tür. Bir kadının hayatı boyunca meme kanserine yakalanma ihtimalinin 1/8 olduğunu biliyoruz ve bunu düşününce pürtüklü yüzey silikon implanta bağlı ALCL gelişme riski epey düşük görünmektedir. Ama yine de bu riski göze almak istemezseniz doktorunuzdan düz yüzeyli silikon implant kullanmasını isteyebilirsiniz.