Paylaş
Türkiye, İran ve Irak Merkezi Hükümeti tarafından ulusal güvenlik sebebiyle doğal olarak eleştirilen bu süreç, bu topraklara sınırı olmayan Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği üyeleri ve Rusya gibi ülkeler tarafından da çok müsbet karşılanmadı. Yapılan analizlere baktığımızda bu referandum yapılacak ve geçecek gibi durmakta. Asıl soru; bu referandum kime, ne kazandıracak?
Barzani, Ortadoğu’daki karışıklıklardan, her gün değişen ittifaklardan ve dengelerden dolayı bu süreci avantajına çevirmek ve tabiri caizse referandumu kim vurduya getirmek istiyor. Niyeti de referandum sonrası, arzu ettiği bağımsızlıkla kendi toplumunun kurucu lideri olmak. Bu süreci Irak toplumu ve bölgedeki diğer ülkeler için ne doğru ne de iyi niyetli bir süreç olarak görüyorum. Kuzeyinde bu süreci desteklemeyen Türkiye, doğusunda aynı şekilde bu durumdan hoşnut olmayan İran, güneyinde petrol rezervlerinin %17’sini alarak ayrıldığınız takdirde bu konuda ciddi zarar görecek ve ülkesinin bütünlüğü bozulacak Irak, batısında ise her geçen gün değişen topraklar var. Bir bağımsızlık ilanı olsa bile bu ilanın hayata geçebilmesi mevcut coğrafi şartlarda ve dünya konjonktüründe çok da mümkün ve gerçekçi olmaz. Her tarafından karasal olarak kapatılmış, hiçbir ticaret imkânı olmayan, hava ve deniz kuvvetlerinden yoksun bir oluşumu ancak ve ancak dünyanın süper güçlerinin yapacağı askeri ve maddi yardım ayakta tutabilir. Ve bu, öyle üç beş günlük bir yardım ya da 100-200 dolarlık bir destek değil, her yıl milyarlarca dolar ve binlerce askeri destek demektir. Bugün, ne ABD ne Rusya ne de dünyadaki herhangi bir süper gücün böyle bir kaotik durumda taraf olup kendilerini angaje edeceklerini düşünmüyorum. Barzani, dışarıya karşı tek lidermiş gibi gözükse de Kuzey Irak’ta ciddi anlamda sıkıntılar yaşanıyor. Yolsuzluk ve adaletsizlik söylemlerinin had safhada olduğu Kuzey Irak’ta iki gün sonra Türkmenlerin ‘biz de bağımsız olacağız’ deme olasılığını da göz önünde bulundurduğumuzda, dünyanın hemen hemen hiçbir ülkesinin böyle bir politik süreci desteklemeyeceği söylenebilir.
Peki, Barzani bu referandumu yapıp, akabinde böyle bir riske girebilir mi?
Eğer referandum yapılırsa, netice evet de çıkabilir. Ama kanaatimce bu referandum, Barzani’ye bağımsızlık sürecinden de öte, önem arz eden belli başlı konularda ilerlemek için zaman kazandıracaktır. Bu meselelerin başında Irak’la yapılacak temsil pazarlıkları ve kazanılmak istenen yönetimsel haklar gelmektedir. Bunlara ilaveten bahsi geçen referandum süreci, üzerinde hak iddia edilen petrol rezervleri ve bu doğrultuda ekonomik gücü arttırmak gibi amaçların zamana yayılıp, alt yapılarının hazırlanma süreci olacaktır.
Nitekim kimse şunu unutmamalıdır ki Türkiye ve İran da bu süreçte elleri kolları bağlı oturmayacaklardır. Bu süreç, Ortadoğu’yu daha da karıştırmaktan, gerginleştirmekten ve insanları daha da huzursuz bir ortama çekmekten öteye gitmez. Elbette, neler yaşayacağımızı zaman gösterecek. Ancak bu süreç, pazarlık payı olarak kullanılsa da Barzani ve bölgedeki bazı partilerin hedefindeki esas nokta bağımsızlıktır. Ve bu süreç kısa vadede olmasa da yarın yahut öbür gün Türkiye ve İran’ın karşısına mutlaka çıkacaktır. Belki hemen referandum sonrası için değil, ancak bu süreçle birlikte bölgedeki ve uluslararası arenadaki aktörler kısa, orta ve uzun vadedeki politikalarını planlayarak ve önlemlerini geliştirerek bölgedeki bu muhtemel değişime hazır olmalıdır.
Paylaş