Bugün ve hafta sonunda sıcaklık değerleri orta ve kuzey bölgelerde 15 derecelere gerileyecek. Tabii bu azalış yağışları da getiriyor.Ağırlıkla yağışlar yurdun kuzey batı kesimlerinde. Bu nedenle; hafta sonu için açık hava programı yapanlara meteorolojiden haberiniz olmadan plan yapmamanız faydanıza olur diyoruz :)
*
Geçen yılı kurak geçirdik. Ekim-kasımla beraber gelen yağışlar bizi ümitlendirdi. Barajlarımız yavaş yavaş dolmaya başladı. Susuz kalma riski ile burun buruna gelen büyük şehirlere dışarıdan su taşıma projeleri geliştirildi. Bazı şehirlerimizde barajlar yükselmeye başladı. İstanbul’da yüzde 40’ı aştı. Ama Başkent’te yine yüzde 3,5’ta. Başkent’in de susuz kalmayacağı, şehre su taşınacağı açıklandı, içimiz rahatladı.
Kışın başından bu yana hatırlattığımız bir şey vardı; "Evet musluklarımızdan su akabilir, ama sıkıntımız yalnızca bu değil, tarımda sıkıntının artarak devam etme ihtimali var" diyorduk.
Bundan 15-20 yıl öncesini hatırlayanlar bilir, televizyonlarımızda mercimeğin faydaları, mercimekle ilgili yemeklerin tarifleri verilirdi. Aradan 15-20 yıl geçti, şimdi mercimekte ciddi oranda ithalat yapıyoruz. Türkiye’nin 1 aylık mercimek ihtiyacını karşılayan Güneydoğu’nun ürünleri kuraklık sebebiyle kavruluyor.
Güneydoğu’da tarlaların sulanmasının yağmurun beklenmesi ile değil, sulama sistemleri ile yapıldığını zannediyordum. Ancak bırakın damla sulamayı, yağmurlama sistemiyle sulama yapan çiftçi sayısı bile ciddi oranda azınlıkta.
İTÜ Meteoroloji Mühendisliği adı altında bir bölüm var. Buradaki değerli hocalarımızla irtibata geçip, aynen yıllık ekonomik bütçe gibi, su ve tarım bütçelerinin, yıllık tarım politikalarının yapılması gerekiyor. Belki Güneydoğu’daki üretimin büyük kısmı sulama konusunda yeteri donanıma sahip olsaydı, bu gün aynen büyük şehirlerimizde musluktan akan suyun bir şekilde sağlanması gibi, Güneydoğu’daki mahsulün kırılmasına, zayi olmasına engel olunurdu.