Cumartesi-pazar Karadeniz ve Doğu Anadolu’da yağış bekleniyor.
Marmara’da cumartesiden pazara geçişte gece yer yer yağışlar olabilir. Yurdun kuzey ve batı kesimlerinde sıcaklıklar birkaç derece azalacak.
Haftasonuna girerken yağışlar yine Karadeniz ve Doğu Anadolu’da, cumartesi-pazar da yağışların yine bu kesimlerde olacağı tahmin ediliyor. Haritada göremiyorsunuz ama Marmara’da cumartesiden pazara geçişte gece yer yer yağışlar olabilir. Yurdun kuzey ve batı kesimlerinde sıcaklıklar haftasonunda birkaç derece azalacak, ardından gelen günlerde, yeni haftanın ilk günlerinde düşüşün devam edeceği, sıcaklıkların normallerin altına ineceği tahmin ediliyor.
*
Dikkatinizi çekti mi, güzel görünen şeyler zararlı, gerekli ve faydalı olanlar da bize hoş gelmiyor. Yiyeceklere baksanıza; hazır gıdalar, kızartmalar, bol karbonhidratlı yiyecekler, tatlılar, çikolatalar, şekerlemeler saymakla bitmez. Buna karşın yemekten şikayet ettiğimiz yeşiller, sebze ve meyveler. Annemin ısırgan otunu, kekik bal karışımını zorla yedirdiği günler geliyor aklıma. Neyse, size bahsedeceğim şu; insan-atmosfer etkileşimi içerisinde iki şey var, kötü gördüğümüz ama aslında gerekli ve faydalı olan; bunlardan biri atmosfere ait sera etkisi, diğeri bize ait olan terleme.
Günah keçisi ilan ettiğimiz, küresel ısınmanın nedeni olarak gördüğümüz atmosferimizin sera etkisi, aslında yaşam koşullarımız için gerekli sıcaklığın oluşmasını sağlayan bir mekanizma, yeter ki bu mekanizmayı bozup, aşırı çalışmasına sebebiyet vermeyelim. Sera etkisi olmasa, dünyanın sıcaklığı -30’larda belki daha da atlında olacaktı. Ama sera gazı olan karbondioksiti atmosfere fazla salınca, bu sefer aşırı ısınma başlıyor.
Bir diğer gerekli olup hoşumuza gitmeyen şey; terleme. Özellikle yazları şikayet ettiğimiz terleme aslında vücudumuzun doğal klima ünitesi. Su buharı kuru bölgeye doğru yayılıyor. Yani su kuru ortamdaysa hızlı, nemli ortamda ise yavaş buharlaşıyor. Havanın neme doymuşluğu ile alakalı olarak bu hız değişir. Havada nem ne kadar az ise ter o kadar hızlı, nem ne kadar fazla ise o kadar yavaş buharlaşır. Tabii nem havaya doğru buharlaşmaya çalışırken bir ısı gerekiyor (çaydanlıktaki suyun buharlaşması için ocaktan ısı alması gibi), bu ısıyı vücudumuzdan çekiyor. Serinleme hissediyoruz, aynen kolonyadaki serinleme gibi. Alkol çok uçucu olduğu için hızlı buharlaşıyor, ne kadar hızlı buharlaşırsa, o kadar kısa sürede vücuttan gerekli ısıyı emiyor. Bu bilgi cepte dursun!
Şimdi gelelim bu terin buharlaşmadan üzerimizde kaldığı yaz gecelerine. Başlıyorum, dikkatli dinleyin, pardon okuyun! :)
Nem normal koşullarda gün içerisinde sıcaklığın tersine bir eğri çizer. Sıcaklık gündüz en yüksek, sabah ve akşam saatlerinde düşük değerlerini alıyor. Nem ise gündüz düşük, sabah ve akşam saatlerinde yüksek değerler alır. Rüzgarın az olduğu yaz günlerinde, gündüzün sıcağı bazen geceye de yansıyabiliyor. Örneğin gündüz sıcaklık 32 derece iken, gece 26 dereceye iniyor diyelim. Gerçekte sıcaklık azalmış durumda ama akşam nem yüksek değerlerini almaya başlayınca, buharlaşma yavaşlıyor ve (cepteki bilgiyi çekiyoruz hemen) vücudumuzdan ısı emilemediği için hissedilen sıcaklık gündüzden farksız kalıyor. Geçen gecelerde de benzer bir hava koşulu vardı, Marmara’da 25-26 derecelik sıcaklık ile yüzde 75-80’lerde nem vardı. Bu durumda hava, sanki 33-34 derecelik sıcaklık varmış gibi bunalttı.
Şimdi bu yazıdan öğrendikleriniz bunalmanızı engelledi mi? Hayır! Ama olsun bilgi güzel şeydir :)
Espri bir yana yüksek nemli sıcak yaz günlerde aktiviteleri biraz yavaşlatmak faydalı olacaktır. Pamuklu kıyafetler giyip, terin vücudunuzdan emilmesini sağlayıp, en azından üzerimizde kalan ter arkasından gelecek bir rüzgar ile üşütmenin önüne geçebilirsiniz. Öte yandan bir gecede ne kadar ter attığımızı bu tür gecelerde anlamış oluyoruz, dolayısıyla ne kadar sıvı kaybettiğimizi ve ne kadar sıvı tüketmemiz gerektiğini görüyoruz.