Bu hafta sonu sıcaklıklar orta ve kuzey bölgelerde düşüyor. 4-5 derecelik düşüş ile bulutlar yoğunlaşıyor, hatta yer yer yağış ihtimali var.
Aralık ayının ikinci yarısına girişte, sert bir sıcaklık düşüşü olabilir, ardından toparlanış var.
Ilık bir aralık geçiriyoruz. Birçok telefon ve mail alıyorum, ‘Ben böyle aralık görmedim!’ ile başlayan cümleler kuruluyor. Çok unutkanız!!! Bunu söyleyince kızıyorlar bana ama geçen yıllarda da aralık ayını ılık geçirdiğimiz çok oldu. Benden defalarca duymuşsunuzdur, biz kendimizce bir takvim yapmışız ama havanın bundan haberi yok. Nasıl gece gündüzü karıştırdığımızda biyolojik saatimiz şaşıyor, bir süre kendimize gelemiyoruz, mevsimlerde de aynı şekilde kasım-aralık dedik mi ‘hadi kış gelsin’ diye bekliyoruz. Doğal olarak kış gelmeyince de mantıksal sapmamız, metabolizmamızı dahi etkiler hale geliyor. Evet, normalleri aşan sıcaklıklarla karşı karşıya olduğumuz bir gerçek ama sonbahar bu, bazen yaz, bazen kış tadında geçer. Aralık geldi, hálá mı sonbahar, evet hálá sonbahar! Özellikle batı bölgeler için. Çünkü batı bölgelerin kışı genellikle ocak ortalarından sonra başlar. Bu aralık ve ocağın ilk yarısında kar olmayacak anlamına gelmiyor. Meteorolojide periyodiklik yoktur, ama genellikle bu şekilde. Görünen o ki aralığın ikinci yarısını ilk yarısı kadar sıcak geçirmeyeceğiz. Ara ara mevsim gerçekleri ile de karşılaşacağız gibi!
Gerçi sıcaklıklar düşmeye hazırlanıyor ama önümüz kış ve sık aralıklarla gelen lodos, batı bölgelerin bazen kabusu olabiliyor. Bu nedenle size bu hafta lodos yönünden esen rüzgarın nasıl kabusa neden olduğunun teknik kısmını anlatacağım. Teknik kelimesini duyunca tüylerinizin dikleştiğini fark ediyorum, ama panik yok, emin olun çok sade anlattım, parmaklarınızı yiyeceksiniz :)
Eskiler, ‘İstanbul’un soğuğu sıcağı yoktur, lodosu poyrazı vardır’ derler. Biz lodosu inceleyeceğiz; karbonmonoksit zehirlenmesi!!! Şimdi size soru, rüzgar neden poyraz yönünden esince soba zehirlenmesi olmuyor da, lodos yönünden esince oluyor. Cevap: Lodos yönünün güneybatı olması, yani bu rüzgarın ılık hava getiriyor olması. Havada hareket, sıcaklık farkıyla oluşur. Hava, sıcak bölgeden soğuğa doğru akmaya çalışır. Bacadan çıkan dumanın tahliyesi de aynı şekildedir, sobadan çıkan duman sıcak, borunun dışarıya açılan ucundaki hava da soğuk olunca düzgün bir tahliye oluşur. Yani hava ne kadar soğuk ise duman bacadan dışarıya o kadar hızlı çıkar. Lodoslu günlerde ise hava ısındığı için duman bacadan kolay tahliye olamıyor. Bunun üzerine bir de boruların ve bacanın yalıtımı düşük olursa, işte o zaman dumanın sıcaklığı dışarının sıcaklığına yaklaşıyor ve bu durumda duman olduğu yerde duruyor, hatta geri tepme meydana geliyor. Boru ve baca yalıtımına çok dikkat edilmeli. Duman soğumadan bacanın ucuna gitsin ki çekiş güçlensin, bunun için baca duvarının kalınlığı en az 10 cm olmalı. Baca yüksekliği de önemli. Baca yüksekliği arttıkça sürtünme ve ısı kayıpları artar, soğuma meydana gelir, yine tahliyeyi zorlaştırır. Baca yüksekliği 3,5-5 metre arasında olmalı. Zehirlenme nedenlerinden biri de bacaların şapkalarının (başka bir adı var mı bilmiyorum) bulunmaması. Bu arada rüzgar hızı, duman hızından daha yüksek ise, bir de bacanın şapkası yoksa, bu durumda da duman çıkamaz.
*
Bu hafta sonu hava biraz bulanık, bunun nedeni sıcaklıkların orta ve kuzey bölgelerde düşüyor olması. 4-5 derecelik düşüş ile bulutlar yoğunlaşıyor, hatta yer yer yağış ihtimali var. Uzun vadeli sıcaklık bilgisi, aralık ayının ikinci yarısına girişte, sert bir sıcaklık düşüşü olabilir, ardından toparlanış var. Ama aralığın ikinci yarısında kış dedirtecek sıcaklık değerleri ile daha fazla karşılaşacağız gibi.