Yaşlılık ve bel ağrısı

YAŞLANAN, ömrü uzayan bir toplumuz.

Haberin Devamı

Bu güzel ve olumlu bir gelişme. Ne var ki yaşlanmanın da kendine has bazı sorunları var. “Yaşlılık hastalıkları” diyoruz biz bu sorunlara. Yaşlandıkça her organda olduğu gibi belimizde de bazı değişmeler oluyor. Yarattığı sağlık sorunlarının başında ise omurgamızın bel bölgesi oluyor. Bel ağrılarında istirahat mi yoksa hareket mi? Özel Ege Sağlık Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Gülten Tan Aksoy, kısa ama öz bir not hazırladı, şunları anlattı;
“Kas-iskelet sistemi ağrılarının en sık görüldüğü yer, omurgamızın bel bölgesidir. Bu ağrıların yüzde 10’u kronikleşir, yani yerleşik hale gelir. Bel ağrıları genç yaşlarda başlar, en sık orta yaşta görülür. Kadınlarda daha sıktır. Yapılan araştırmalara göre insanların yüzde 80’i hayatlarının herhangi bir bölümünde bel ağrısı deneyimi yaşamaktadır. Bel ağrıları, üst solunum yolu enfeksiyonundan sonra hekime başvurmada ikinci sırada gelmektedir. İş hayatında ve sanayide raporlu olmada da ön sıralarda yer alır.

Haberin Devamı

SÜRESİNE GÖRE
Bel ağrılarını süresine göre Akut, Subakut ve Kronik olarak sınıflandırırız. 4 haftadan kısa süren bel ağrısı akut, 4-12 hafta arası sürene subakut, 12 haftadan uzun sürene ise kronik bel ağrısı denmektedir. Akut bel ağrısında hastanın kendi ağrısının sınırları içinde günlük aktivitesini sürdürmesi gerekir. Hasta, ağrısının elverdiği ölçüde hareket etmelidir. Dinlenirken de ‘şezlong pozisyonunda’ uzanma önerilir. Diz altına yükseltici, sırta ve bele de kama şeklinde destek kullanılmalıdır. Eğer hastanın bel ağrısına eşlik eden bacak ağrısı varsa, maximum 2 hafta istirahat önerilir. Bu hastalara az aktivite daha çok istirahat ile beraber fizik tedavi yapılmalıdır. Lumbosakral destekli korse kullanımı iyileşmeyi kolaylaştıracaktır. Kronik bel ağrısında ise yatak istirahati önerilmez.

EGZERSİZ YAPILMALI MI?
Kronik yani sürekli bel ağrısı olan kişilerde günlük hayattaki aktivite çok önemlidir. Hasta bel ağrısı nedeni ile hareket etmek istemeyebilir. Pasif yaşam şekli ise kaslarda zayıflamaya ve gevşemeye yol açar. Bu nedenle; özel egzersizlerle beraber, aktif bir hayat tarzı yaşam kalitesini artıracaktır.
Bel ağrısı varken lumbosakral korse kullanımı ise ağrıda azalmaya yol açar, omurgaya binen yükü azaltır. Gövde kaslarında güçlenmeye yol açar. Kronik bel ağrılı hastalarda 2 hafta ile 6 ay kullanımı karşılaştırılmış ve sonuçta kısa sürede bel ağrısını azalttığı ve kas dayanıklılığını arttırdığı bulunmuştur. 6 ay sonunda ise kas yorgunluğu saptanmamış, omurgayı desteleyen paravertberal kas gruplarında kuvvetsizlik bulunmamıştır. Sonuç olarak korse kullanımı; iyi bir destekleyicidir. Bu durum karın kaslarında aktivitesini azaltırken, omurga stabilitesine katkı sağlar. Omurgayı destekleyen kas yapılarını aktive eder.
Biz fizik tedavi hekimleri, ağrılı dönemde kontrollü olarak korse kullanımına başvurmaktayız ve olumlu sonuçlarını görmekteyiz.

Yazarın Tüm Yazıları