GELECEK yıllarda, 65’ini, 75’ini, 85’ini aşan insanların sayısı daha çok olacağından, ileri yaşların sorunlarıyla uğraşmak, yaşlılık döneminin iyi yanlarının tadını çıkarmayı sağlamak için yeni stratejiler ve programlar da geliştiriliyor.
Alzheimer Derneği İzmir Şube Başkanı, Buca Tıp Nöroloji Uzmanı Dr. Aysel Gürsoy, artık uzun yaşadığımızı, uzun ömürlüler dediğimiz 85 yaşını geçkin kişilerden oluşan grubun nüfusun en hızlı büyüyen dilimini meydana getirdiğini söyledi.
Yaşlıların daha büyük bir seçmen grubu oluşturacaklarını ve politikacılar onların isteklerine yanıt vermek zorunda kalacaklarını belirten Dr. Gürsoy, yaşlanmanın güçlük ve sıkıntı getirdiğini, ama yine de keyif alınması gerektiğini vurguladı.
Dr. Aysel Gürsoy, "65 yaşındaki kadınlar ortalama daha 20 yıl, erkekler ise 15 yıl yaşamayı bekleyebilir. 20 yaşındakilerin gözüyle bakmadıkça, 65 yaşındaki bir insan "yaşlı" değildir. 15-20 yıl yaşamdan çekilerek, boşa harcanmayacak kadar uzun bir süredir. Yeni işlere girişmeye, yeni beceriler öğrenmeye, yeni meraklar edinmeye, ilgilenecek yeni alanlar bulmaya ve yeni hobilerin tadını çıkarmaya yetecek zaman vardır" dedi.
Zaman geçmeden
Dr. Gürsoy, yetmişli yaşlarında bir adamın hayata bakış felsefesini şöyle anlatıyor: "Yaşlılık bir bakıma eski bir otomobile sahip olmak gibidir. Ona çalışmışsınızdır, oldukça güvenilir durumdadır, artılarını ve eksilerini bilirsiniz, düzenli olarak bakım ister, sonunda bazı parçaları yıpranacak ve bozulacaktır. Ama siz yine de otomobili onarır, işler hale getirirsiniz, çünkü yenisi çok pahalıdır."
Kendimize bakıp, onu gözetmemiz gerektiğini söyleyen Dr. Aysel Gürsoy, "Beden yepyeni diyecek kadar iyi durumda olmasa bile, onu yıkayıp parlatırsanız yine de göze güzel görünür. Bedenimiz ve ruhumuz en az eski otomobil kadar bakıp gözetmeye değer. Bunun için de yaşlanmadan insan vücudunun güzel olduğu dönemlerde kendimizi gelecek yıllara hazırlamalıyız. Yapılacak bazı önlemler bizi ileri yaşlarda rahat ettirecektir. Kendimiz için iyi beslenmeye, beden egsersizleri yapmaya, ilginç ve haz verici etkinliklerde bulunmaya, arkadaşlarla, komşularla ve aile üyeleriyle konuşup görüşmeye ilgi kesintisiz sürdürülmeli ve canlı tutulmalıyız. Bunlar fiziksel ve ruhsal bozulmayı önleyecek etkenlerdir" diye tavsiyelerde bulundu.
Tırnak çekmeye gerek yok!
AYAK tırnaklarında kalınlaşma ve sararma, tırnak altının boşalması gibi sorunlara çok sık rastlamaktayız. Hastalarımız hatta hekimlerin çoğunluğu da bunun nedeninin sadece tırnak mantarı olduğunu zannederler. Araştırmalar böyle olguların ancak yarısında mantar hastalıklarının sorumlu olduğunu, diğer yarısında ise sedef, egzama, ayakkabı travması gibi hastalıkların neden olduğunu ortaya koymuştur.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuğrul Dereli, ayakta yaşanan rahatsızlıkları bir dermatoloğun görüp, teşhis koyması gerektiğini söyledi. Eskiden hiç tetkik yapılmadan hastalıklı ayak tırnaklarının çekildiğini belirten Prof. Dr. Dereli, "Tırnak çekilmesi eziyetli bir iş olmasının yanı sıra, çoğunlukla da hastalığa derman olmamaktadır. Hatta çekim esnasında tırnak yatağı zedelenirse bir daha tırnak çıkmayabilir. Önce bu tırnakları bir dermatoloğun görüp doğru teşhis koyup, sonra tedavi yoluna gidilmeli. Tırnağın altından alınan örneğin incelenmesi ve sonra da özel besiyerlerinde üretilmesiyle mantarın varlığı tespit edilir. Üreyen mantar türüne göre, ilaçla ağızdan tedavi edilebiliyor. Vurgulamak istediğim, önce mantar varlığı ve türünün saptanıp, verilecek ilacın buna göre seçilmesidir" dedi.
Ayak sağlığı önemli
Ayak tırnağının batması toplumun yüzde 20-30’unda görülen ağrılı bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Dereli, bu tip hastalarda da tırnak çekiminin sık uygulandığını, genellikle de geçici bir iyileşme sağladığını vurguladı. Prof. Dr. Tuğrul Dereli tırnak çekimi yerine uygulanması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Yeni gelen tırnak şiddetli ve daha derine batar. Tırnak çekimi düşünülmemelidir. Bunun yerine tırnak kenarlarına pamuk uygulanması, tırnak ortasının inceltilmesi gibi basit önlemler bile yeterli olabilir. Şiddetli tırnak batmalarında ise, batan tırnak kenarlarının kalıcı köreltilmesi gibi yüzde 100’e varan oranlarda başarılı tırnak operasyonları yapmak gerekir. Ayak sağlığı, diş ve ağız sağlığı kadar önemli bir konudur. Ayaklarımızı terletmeyecek pamuklu çorap ve kösele-deri astarlı, sıkmayan ayakkabıları seçmek, banyo sonrası ayaklarımızı saç kurutma makinesi ile kurutmak dikkat edilmesi gereken basit önlemlerden bir kaçıdır."