Paylaş
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Kliniği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Akın mevsimsel değişikliklere dikkat etmek zorunda olduğumuzu vurguladı. Değişiklikler, koroner kalp, hipertansiyon, kalp yetmezliği, şeker hastalarının hemodinamik ve metabolik yükünü artırmakta olduğunu belirten Akın, “İlaç alma saatleri aksar, su ve elektrolit dengesizliği oluşur, kalp atım sayısı artar, böbreklerin fonksiyonları azalır, kalbin iş yükü artar, kan şekeri konrolü bozulur, daha çabuk yorulma olur, oksijen ihtiyacı artar ve nefes darlığı karşılaşılan ciddi sorunlardır ve genel durumların hızla bozulmasına sebep olur” dedi.
Neler yapmalıyız
Koroner kalp hastasının yüksek tansiyonu, şekeri ve kalp yetmezliği de var ise mevsimsel değişikliklerde tehlikenin arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Akın, bu dönemden sonra normal düzene dönüldüğünde hemodinamik ve metabolik kontrol için bir zaman dilimine ihtiyaç olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Mustafa Akın rahat bir dönem geçirmek için şu önerilerde bulundu:
“İlaçlarımızı düzenli kullanıp, tuz ve su alını dengeleyip, yağlı ballı hazmı zor gıdalardan uzak durup, düzenli egzersizleri kurallara uygun olarak yapmalıyız. Sabah erken saatlerde yapılan egzersizlerde vücut zarar görebilir. Ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu nedenle erken saatlerde egzersiz tavsiye etmiyoruz. Dinlenmeyi ihmal etmeden, bu altın kuralları uygulayacağımız sonbahar reçetesidir.”
Nefroloji polikliniği
ATATÜRK Eğitim Araştırma Hastanesi’nin Alsancak Semt Polikliniği nefroloji bölümü tansiyon hastalarını bekliyor. Nefrolojinin dahiliyenin böbrek hastalıklarını kapsayan yan dalı olduğunu söyleyen Uzman Dr. Dilek Gibyeli, nefroloji polikliniğinde hipertansiyon başta olmak üzere pek çok böbrek hastalarının tanı ve tedavisinin yapıldığını bildirdi.
Toplumda hipertansiyonun yaygın olduğunu ve yol açtığı diğer hastalıkların yaşamı tehdit edip, yaşam kalitesini düşürdüğünü bilerten Dr. Gibyeli, şunları söyledi:
“Polikliniğimizde tedavi, tanıda zorlanılan vakalarda 24 saat kan basıncı gözlemini cihazlarla yapıyoruz. Diyabet, böbrekler üzerinde olumsuz etkileri bilinen bir hastalıktır ve yakın gözlem gerekir. Burada diyabet hastalarının nefropati denilen etkilerinin takibi ve tedavisi yapılmaktadır. Hipertansiyon ve diyabetin dışında glomerülünefrit, idrar yolu enfeksiyonları, kronik böbrek yetmezliği, böbreklerin yapısal hastalıkları polikliniğimizde bakılmakta ve tedavileri uygulanmaktadır.”
Başdönmesi deyip geçmeyin
EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Kliniği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Kumral, baz istasyonlarının yüksek enerji elektromanyetik merkezlerine yakın çalışanlar ve cep telefonuyla fazla konuşanları uyardı. Prof. Kumral, son zamanlarda çok sık başdönmesi şikayeti aldığını belirterek, “Bu tür unsurlar vücudun denge merkezlerini etkiler. Bunlara yakın çalışan veya uzun süre cep telefonuyla konuşan kişilerde başdönmesi şikayetlerini görüyoruz. Kalıcı hasarlar yapıp yapmadığı konusunda çok açık yayınlar yok. Tabii ki, bu merkezlere yakın, telefonla uzun süre konuşan kişilerde şikayetler olabileceğini bilsinler” dedi.
Mutlaka araştırılmalı
Başdönmesi, tıbbi terimi ‘vertigo’, aynı zamanda sersemlik, dengesizlik hissi duygusu yarattığını belirten Prof. Dr. Kumral şunları söyledi:
“Son zamanlarda hızlı ve zor yaşam koşulları aşırı yorgunluk, stres gibi faktörler başdönmesini oluşturuyor.
Başdönmesinin en sık nedeni özellikle içkulakla beyindeki denge merkezi arasındaki hastalıklardan kaynaklanıyor. Basit
bir hastalık olarak görülmemesi gerekiyor. Eğer, başdönmesi varsa mutlaka araştırılması gerekiyor. Vertigo gibi veya değişik enfeksiyonlar denge merkezinin sinirlerinin tümörleri başdönmesi yapabiliyor. Bağışıklık sistemi (otoummin) dediğimiz hastalıklar multipskleroz ve benzeri gruptaki hastalıklar, damar tıkanıklıkları da başdönmesi yaratabiliyor. O yüzden başdönmesi deyip geçmemek lazım, mutlaka nörolojik incelemeden geçilip, tedavi uygulanmalı.”
Paylaş