Paylaş
Hastalıklara karşı vücudumuzun savunma mekanizmalarını yöneten bağışıklık sistemi, bizi sadece mikroplardan değil pekçok zararlı faktörden korur ve sağlıklı bir yaşam sürmemizi sağlar. Yaşlanmaya ve hastalığa neden olan bu zararlı faktörlerin başında serbest radikaller gelir. Serbest radikaller, en az bir elektronu eksik olan moleküllerdir, bu da onların kararsız ve çok reaktif olmalarına neden olur. Bu radikallerin yüksek reaktivitesi, stabilize etmek için ihtiyaç duydukları elektronu/elektronları kazanmak için diğer moleküllerle oksitlenmelerine yol açar. Proteinler, lipitler ve DNA gibi çeşitli bileşiklerle oksidasyona girer ve vücut hücrelerine zarar verir. Bu zararın sonucunda başta kanser, hipertansiyon, damar sertliği, şeker hastalığı, romatizma, alzheimer hastalığı, parkinson hastalığı, göz hastalıkları (örneğin yaşa bağlı makula dejenerasyonu, katarakt) olmak üzere pekçok hastalık karşımıza çıkabilir.
İşte serbest radikal hasarını ve bununla ilişkili sağlık sorunlarını en aza indirmenin veya önlemenin bir yolu, antioksidanların düzenli olarak alınmasıdır. Antioksidanlar serbest radikallere karşı koyan, oksidatif stresi ve hücresel hasarı önleyen bileşiklerdir. Vücudumuz tarafından üretilebilir, beslenme yoluyla alınabilir veya ilaçlarla takviye edilebilir.
* Çinko: Temel bir eser elementtir, özellikle, oksidatif-antioksidatif dengenin korunmasında önemli rol oynar. * Selenyum: Bağışıklık sisteminin normal fonksiyon görmesinde katkı sağlar. * Vitamin C: Güçlü bir antioksidandır. Ayrıca bağışıklık sistemi hücrelerinin sağlığını destekler. * Vitamin E: Hücre zarlarını serbest radikallerin zararlarından korur ve bağışıklık sistemini güçlendirir. * Beta Karoten: Vücudumuzda A vitamininin üretimine katkıda bulunur ve bağışıklık sistemini destekler. * Diğer antioksidanlar; Vitamin A, flavonoidler, Likopen, Lutein, Manganez, Terpenoidler, Zeaksantin, Glutatyon olarak sıralanır.
Dengeli ve düzenli beslenme, bağışıklık hücrelerinin gelişimi, bakımı ve optimal işleyişinde anahtar rol oynar. Besinlerle alınan antioksidanlar, müzmin hastalıklara davetiye çıkaran vücudu serbest radikaller olarak bilinen zararlı moleküllerin olumsuz etkilerine karşı koruyan bileşiklerdir.
HANGİ BESİNLERLE ALINIR
Neredeyse tüm meyve ve sebzeler, bitkisel besin içerikleri nedeniyle antioksidan kaynağıdır. Antioksidanlardan en zengin besinler arasında; C ve E vitamininden zengin olan portakal, mandalin, limon gibi narenciye ürünleri, enginar, ıspanak, ceviz, ahududu, zeaksantin içeriği ile göz sağlığımızı koruyan kırmızı yaban mersini olarak bilinen goji berry, kara üzüm, kakao çekirdekleri, yeşil çay, kırmızı pancar, kırmızı lahana ve sarımsak gelmektedir.
DAHA ÇOK GEREKTİĞİ HALLER
Aşırı miktarda serbest radikalimiz olduğunda hücresel hasar olmasın diye bunları nötralize etmek gerekir ve daha çok antioksidana ihtiyaç duyarız. Bazı yaşam tarzı ve çevresel faktörler serbest radikallerin üretimini artırabilir: Alkol alımı, kömürleşmiş yiyecekler, kronik stres,
duman soluma (örneğin; sigara dumanı, otomobil egzozu), kirletici maddelere maruz kalma (örneğin; tarım ilaçları, küf), radyasyona maruz kalma
Sağlıklı bir yaşam tarzı, bağışıklık sistemini ve antioksidan seviyelerini desteklemenin en iyi yollarından biridir. Dengeli ve doğal beslenme, düzenli egzersiz, iyi bir uyku ve stresten kaçınma bağışıklık sistemimizi güçlendirir ve hastalıklardan korunmamıza yardımcı olur. Sonuç olarak, bağışıklık sistemi ve antioksidanlar vücudumuzun sağlığını korumak için önemlidir.
Paylaş