Paylaş
Özel Batıgöz Merkezleri Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Söyler, West Eye Hospital için 2008 yılında yatırıma başladıklarını belirterek, “Bugüne kadar 5 milyon euro harcadık. Yakında Irak Erbil’deki West Eye Hospital’ı da açarak yurtdışındaki sağlık yatırımlarımıza devam edeceğiz” dedi.
Ukranya’da bir hastane kurup, tecrübe yaşadıklarını, talihsiz gelişmeler sonunda burayı devrettiklerini belirten Söyler, Romanya yatırımını şöyle anlattı:
“Arkadaşlarım Romanya’ya sağlık yatırımı yapmamızı istedi. Biz de Büyükelçilik ve Romanya Sağlık Bakanlığı yetkilileri ile görüştük. Romanya’nın 10 yataklı ilk göz hastanesi olduk. Bükreş’teki hastanemizde 30 personelle çalışıyoruz. Amacımız; burada ilkeli sağlık hizmeti, ileri teknoloji ve özverimizle birlikte pekiştirip, yurt içinden sonra yurtdışında da merkezler açacağız. Burada, bıçaksız lazer sistemi gibi birkaç yeniliği ve son teknoloji cihazları ilk kez kullanmanın gururunu yaşıyoruz. Oftalmoloji alanındaki tüm yeniliklerin dünya ile aynı zamanda Bükreş’te de olmasını sağlayacağız.”
Ege Tıp Uluslararası Akreditasyona başvurdu
EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin uluslararası akreditasyona uygun hale gelmek üzere çalışmalara başladığı belirtildi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Necil Kütükçüler şunları söyledi:
“Uluslararası Akreditasyon birimi kurulup, alt komiteler oluşturuldu. Örneğin; hasta ve ailesinin eğitimi ile ilgili komite, hasta bakım komitesi ve cerrahi, anastezi komitesi, hastaların değerlendirilmesi komitesi, ilaç yönetimi ve kullanımı komitesi, personel ve nitelikleri eğitimi komitesi, tesis yönetimi ve güvenlik komiteleri sürekli denetimlerle hastanenin standartlarını yükseltme çabasında. Örneğin; tesis yönetimi ile güvenlik komitesi ilk olarak hastanenin yangın sistemi, yangını algılama, yangından kaçış gibi güvenliği sağlamaya yönelik çalışma yapıyor. Ayrıca, cihazların envanteri çıkarılıp, bunların uygun şekilde çalıştırılıp, arıza anında girelmesine çalışmaktadır. Bu çalışmalar yaklaşık 4-5 yıl sürecek. Daha sonra uluslararası akreditasyondan sorumlu olan kuruluş yerinde inceleme denetim yapacak ve buna yönelik sertifika verecek. Bunu almanın avantajı; ileride SGK kurumları, akredite hastanelere geri dönüşlerinde bir takım özellikler tanıyacaktır. Ayrıca, dünyanın pek çok yerinden hastaların buraya nakilleri ortaya çıkacaktır ve tercih edilen hastaneler olacaktır.”
Gıda İntoleransı bir zehirlenme değildir
YEDİĞİMİZ ve sağlıklı olduğumu düşündüğümüz bir çok besin, vücudumuzda olumsuz etki yaratabilir. Örneğin; sağlıklı olduğunu düşündüğümüz bir yumurtayı vücudumuz sindiremiyorsa, proteinlere karşı tepki vermeye başlar. Bu olumsuz etki “Gıda İntoleransı” olarak adlandırılır ve vücutta kilo almadan, birçok kronik rahatsızlığa kadar olumsuz etkilere yol açar.
Gıda İntoleransı, gıda alerjisiyle karıştırılmaması gerektiğini belirten İzmirli Akapunktur Uzmanı Dr. Tayfur Yağcı, “Gıda alerjisi az kişide görülür ve kısa zaman içinde öldürücü sonuçlar doğurabilir. Örneğin; fındığa ve ya deniz mahsullerine gıda alerjisi olanlar bir saatten az zamanda anaflaktik şoka girerek nefes bile alamazlar veya kaşıntı, kızarma, gibi belirtileri hemen yaşarlar. Gıda İntoleransında ise, yediklerimizin olumsuz etkisi 3-24 saat arasında çıkar. Normal beslenen bir insan, 24 saatte yediklerinden yaşadığı sorunun gıdadan olduğunu bilse bile hangisinden olduğunu tespit edemez. Gıda İntoleransı tahmin edilenden daha yaygın bir hastalıktır. Sebebi bilinmeyen ve tedavisi olmayan bir çok hastalığın temelinde Gıda İntoleransı yatmaktadır” dedi.
York Testi nedir?
Gıda İntoleransı için York Testi yapılarak tedbir alınabilir. Bu, hangi gıda veya gıdalara karşı İntoleransınız olduğunu hemen öğrenebileceğiniz bir kan testidir. York Testiyle, kan inceleyip, vücudunuzun hangi besinlere karşı İntoleransı olduğunu tespit edilir ve uygulanması gereken kişisel beslenme planını oluşturulur.
Paylaş