Paylaş
ABD’de her 8 kadından birinde, yani yüzde 12.5’inde meme kanseri geliştiğini ve meme kanserinden ölme riskinin yüzde 3.4 olarak hesaplandığını ifade eden Prof. Dr. Ok, kadınlarda en sık görülen kanser tipi olmakla beraber, mamografik tarama ve erken tanı sayesinde 1998-2007 arasında meme kanserinden ölümlerin her yıl yüzde 1.9 azaldığını, böylece kanser ölümleri sıralamasında ikinciliğe gerilediğini söyledi.
Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Meme Hastalıkları Dernekleri verilerine bakıldığında ülkemizde kadınlarda en sık görülen kanser tipinin meme kanseri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Engin Ok, “Görülme sıklığı ise 2009-2014 arası yüzbinde 45.9. Epidemiyolojik çalışmalar meme kanseri için çeşitli risk faktörleri belirlemiş durumda. Üreme öyküsü ve hormonsal faktörler, obezite, alkol, fiziksel aktivite, östrojen düzeyleri ve maruziyet süreleri üzerinden etki eden risk faktörleri. İngiltere’de yapılan çalışma meme kanserinin yaklaşık yüzde 27’sinin değiştirilebilir yaşam tarzı ve çevresel faktörlerle ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Bu rakam ABD için yüzde 38 olarak bildiriliyor” dedi, şu bilgileri verdi:
Kadın cinsiyet, erkeğe göre 100 kat artmış riski ifade eder. Yaş ilerledikçe risk artar. 50-55 yaşlarında eğri düzleşirken, 80 yaşından sonra hafif bir düşme eğilimi görülür. Bir kadının yaşam boyu meme kanseri olma riski 8’de 1’dir (Yüzde 12.56).
Üremeyle ilgili faktörler ve meme kanseri riski: Yumurtalık hormonları meme gelişimini başlatır, menstruel döngü meme hücre çoğalmasına neden olur, pubertede hormonlardaki artış hücrelerin çoğalmasını artırmak yönündedir ve bu hücre bölünmesi menopozla birlikte son bulur. Bu anlamda meme kanseri riskini etkileyen üreme faktörlerini şu alt başlıklarda incelemek doğru olacaktır.
İlk adet yaşı (menarş): Erken ilk adet yaşı artmış meme kanseri riskiyle beraberdir. İlk adet yaşındaki her 5 yıllık gecikmenin meme kanseri riskinde yüzde 22 azalma yaptığı tahmin edilmektedir. 19’uncu Yüzyıl’ın ikinci yarısından itibaren gelişmiş ülkelerde ortalama ilk adet yaşı 16-17’den 12-13’e düşmüştür. Bu yaşlardaki iyi beslenme ilk adet yaşını düşüren başka bir faktördür.
İlk doğum yaşı: Hiç doğum yapmamış kadınlarda meme kanseri riski, doğum yapmış olanlara göre daha yüksektir. İlk tam süreli gebeliğin erken yaşlarda olmasının yaşam boyu meme kanseri riskini azalttığı birçok epidemiyolojik çalışmada belirtilmektedir. Hiç doğum yapmamış kadınla 30 yaşında ilk doğumunu yapmış kadının meme kanseri riski aynıdır. Dolayısıyla 30 yaşında ilk doğumunu yapmış bir kadının 20 yaşında ilk doğumunu yapmış bir kadına göre meme kanseri riski yüzde 30 daha fazladır. Hiç doğum yapmamış kadınlarla kıyaslandığında risk azalması hemen değil, ilk gebeliği izleyen 10-15 yıl içinde ortaya çıkmaktadır.
Doğum sayısı: Her tam süreli gebelikte meme kanseri riski yüzde 7 azalır ve çocuk doğurmuş kadınlar, doğurmamışlara göre yüzde 30 daha düşük meme kanseri riskine sahiptir.
Emzirme: Emziren kadınların, emzirmeyenlere göre meme kanseri riski daha düşüktür. Bir kadın ne kadar uzun süre emzirirse kroruyucu etki o kadar fazladır. Her 12 aylık emzirmede risk yüzde 4 azalır. Ancak bu koruyucu etkinin fark edilir olması için birkaç yıllık emzirme süresinin birikmesi gerekir. İngiltere’de meme kanserlerinin yüzde 3’ünün çocuklarını 6 aydan daha az süreyle emziren kadınlarda görüldüğü saptanmıştır.
Menapoz (adetten kesilme) yaşı: Geç menapoz meme kanseri riskini artırır. Her gecikilen yılın riski yüzde 3 artırdığı belirlenmiştir.
AİLE ÖYKÜSÜ VE GENETİK
ANNE, kızkardeş, kızı, babası gibi birinci derece yakınında meme kanseri öyküsü olan bir kadında, olmayanlara göre yaklaşık 2 kat yüksek risk belirlenmiştir. İki birinci derece yakınında meme kanseri mevcutsa risk 3 kat yüksektir. Yakın bir akrabasında meme kanseri olan kadınların yüzde 85’inde hiçbir zaman meme kanseri gelişmeyecektir ve meme kanseri olan kadınların yüzde 85’nin ailesinde meme kanseri yoktur. Gelişmiş ülkelerde kalıtsal faktörlerin meme kanserine yatkınlıkta 1/4 katkısı olduğu, çevresel ve yaşam şekline ait faktörlerin ise 3/4 oranında katkıda bulunduğu tahmin edilmektedir. Meme kanserlerinin sadece yüzde 5-10’undan kalıtsal faktörler sorumludur.
OBEZLERDE RİSK ARTIYOR
VÜCUT kitle indeksi (VKİ) ile saptanan aşırı kilo ve şişmanlık, menapoz sonrası kadınlarda meme kanseri riskini orta derecede artıran ve değiştirilebilir bir risk faktörüdür. VKİ normal olan menapoz sonrası kadınlarla karşılaştırıldığında aşırı kilolu menapoz sonrası kadınlarda meme kanseri riski yüzde 10-20, şişmanlarda yüzde 30 daha yüksektir.
FİZİKSEL AKTİVİTE ÖNEMLİ
MENAPOZ sonrası kadınlarda daha kuvvetli bir ilintiyle, fiziksel olarak aktif kadınlarda meme kanser riskinde yüzde 15-20 azalma bildirmektedir. İngiltere’de meme kanserli menapoz sonrası kadınların yüzde 3’ten daha fazlasının yetersiz fiziksel aktivite (haftada 150 dakikayı geçmeyen orta derecede fiziksel aktivite) ile ilgili olduğunu saptamıştır.
1 KADEH ALKOL
BİLE ARTIRIYOR
GÜNDE bir kadeh (12.5 gram etanol) alkol tüketimi meme kanser riskinde yaklaşık yüzde 4’lük artışa denk gelmektedir. Günde 3 ya da daha fazla kadeh tüketenlerde görece risk yüzde 40-50’dir. Avrupa ve Kuzey Amerika için bu, meme kanserlerinin yüzde 5’inin alkol ilişkili olduğu anlamına gelmektedir. Beslenme biçimi ve meme kanseri arasındaki nedensel ilişki ise henüz net olarak belirlenebilmiş değildir.
Paylaş