Paylaş
Ekonomi Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ayşin Öge, bu konuda bilgi verdi. Öge, “Tip 1 diyabet rahatsızlığı her yaşta her cinsiyette görülebildiği gibi genel olarak çocukluk veya ergenlik döneminde çok daha fazla karşılaşılan bir durum. Ondan dolayı da juvenil diyabet ismi de verilmiştir. Son yıllarda yapılan genetik araştırmalar 50 adet genin bu hastalığa yatkınlığı artırdığını göstermiş olsa da viral üst solunum yolu hastalıkları ile ilişkisi karmaşıktır.
BİRÇOK BELİRTİ VAR
Tip 1 diyabet hastalığı hızlı ve ani bir başlangıç ile kendini gösterir. Hastalığın erken dönemlerinde ortaya çıkan birçok belirti yer almaktadır. Bunlar; çok su içme isteği, ağızda kuruluk, normalden fazla idrara çıkma, ani kilo kaybı, gece idrara çıkmak için uyanmak, konsantre olmada güçlük, sinirlilik hali ve bulanık görme gibi semptomlardır. Ancak en önemlisi bu hastaların diyabetik ketoasidoz olarak tanımladığımız acil ve morbiditesi çok yüksek acil bir koma haliyle hastaneye başvurmalarıdır. Maalesef her türlü viral enfaksiyonlar bu koma halinin de ciddi şekilde artmasına sebebiyet vermektedir.
ÇEŞİTLİ ARAŞTIRMALAR
Koronavirüs ailesi ve diyabet hastalığı arasındaki güçlü ilişki 2003 yılındaki SARS epidemisinde ortaya çıkmıştır. Kovid -19 pandemisinde de Tip 1 DM gelişme oranının artığını gösteren araştırmalar yayınlanmaya başlamıştır. Son yıllarda yaşanan salgının hastalıklara olan etkisi, görülme sıklıklarına etkisi gibi birçok konuda araştırmalar yapılmıştır. Kovid-19 enfeksiyonunun diyabetli hastalarda mortaliteyi artırdığı biliniyor. Ayrıca Kovid-19 salgını sonrası yapılan araştırmalarda Tip 1 diyabet görülme sıklığının arttığı belirtilmiştir.
Kovid-19 ile hastaneye yatan hastalarda, bozulmuş açlık glikozu, yeni teşhis edilmiş diyabet ve önceden diyabeti olan grubun mortalite (ölüm) ve entübasyon (nefes alamama) oranları diyabetik olmayan gruba göre çok daha yüksektir.
DAHA KÖTÜ SONUÇLAR
Son çalışmalar, yeni teşhis edilen diyabetli, önceden var olan diyabetli veya diyabetsiz olma durumuyla karşılaştırıldığında, Kovid-19’da kötü sonuçlarla ilişkili olduğunu bildirmiştir. Yeni diyabet tanısı koyulan hastalarda enfeksiyonun daha şiddetli klinik seyri, henüz antidiyabetik tedavi almamış olmalarına ve yüksek insülin direnci nedeniyle bu patolojik mekanizmaların aktif olmasına bağlanmıştır. Kovid-19 salgını sırasında İtalya’nın Lombardiya bölgesinde başka bir çalışmada, 13 pediatrik diyabet merkezinin tamamı 2020 yılı boyunca Tip 1 diyabet başlangıcında (0-17 yaş) çocukların çizelgelerini prospektif olarak değerlendirilmiştir ve sonuçlar pediatrik Tip 1 diyabet insidansının 2020’de önceki 3 yıla kıyasla önemli ölçüde arttığını gösteriyor. Bu veriler gelecekte artan sayıda Tip 1 diyabet hastasıyla yüzleşmeye hazırlıklı olmamız gerektiğini ortaya koyuyor.”
Paylaş