Paylaş
SARI NOKTA HASTALIĞI
Doğal yaşlanmayla birlikte yakını görememe, görme hassasiyet azalması, renkleri iyi ayıramama, daha fazla ışığa gereksinim duyma benzeri yakınmaların arttığını belirten Kaşkaloğlu, “Yaşla birlikte halk arasında sarı nokta hastalığı olarak bilinen yaşa bağlı makula dejeneresansı, katarakt, şeker hastalığına bağlı diyabetik retinopati, göz tansiyonu hastalığı glokom, göz yaşı eksikliğine bağlı kuru göz, blefarit ve göz kapağı düşüklüğü oldukça sık görülür” dedi. Kaşkaloğlu, 50 yaş üzerindeki erişkinlerde keskin ve ayrıntılı görmeyi sağlayan görme noktası makulanın (sarı nokta) giderek hasar gördüğünü, yaş ve kuru tip olarak ikiye ayrılan hastalığın tedavisi için erken teşhisin önemli olduğunu, tedavinin ise iğne ile yapıldığını dile getirdi. Önlem için de Akdeniz tipi beslenme ve sigara kullanmamayı öneren Kaşkaloğlu, göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi sonucu ortaya çıkan kataraktın da ameliyattan başka tedavisinin bulunmadığını, kötü beslenenlerde, sigara kullananlarda ve diyabetlilerde daha sık görüldüğünü ifade etti.
HİJYENE DİKKAT
Şeker hastalarında gözün sinir tabakası olan retinadaki kan damarlarının hasar gördüğünü, şeker hastalarının hiçbir şikayetleri olmasa da göz muayenesi olması gerektiğini vurgulayan Kaşkaloğlu, diyabetik retinopi tedavisinde de lazer ve iğne tedavisi uygulandığını, erken teşhis ve tedaviyle şeker hastalığına bağlı körlüğün önlenebileceğini söyledi. Kaşkaloğlu, göz tansiyonu olarak da bilinen glokoma önlem olarak da 40 yaş sonrası göz tansiyonunun ölçülmesi gerektiğini, tedavi için ise damlalar ve lazer yöntemlerinin kullanıldığını kaydetti. Kaşkaloğlu, yanma, batma, sürtünme, kızarıklık hatta gözün sulanması belirtilerinin de kuru göz rahatsızlığına işaret ettiğini belirterek kirpik dibi iltihabının da ileri yaşlarda sık görüldüğünü, göz kapağı hijyenine dikkat edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Paylaş