Paylaş
Prof. Dr. Öztekin, “Varisi, yüzeyel venlerin genişleyerek uzaması, kıvrımlı bir görünüm alması ciltten dışarıya doğru belirginleşmesi olarak tanımlayabiliriz. Varis iki nedenle oluşabilir. Ya ven sistemindeki kapak fonksiyon bozukluğuna bağlı olarak ya da derin ven sistemindeki tıkanıklığa bağlı olarak kendini gösterir” dedi.
Tedavisi mümkün
İyi bir fizik muayeneyle kişide varis olup olmadığının belirlendiğini belirten Oto, “Varisin tipi ne olursa olsun, diğer hastalıklara oranla tedavisi kolay ve her zaman mümkündür. Ağrısız, kısa, ve iz bırakmayan hassas cerrahi teknik, iri ve büklümlü varislerde kesin tedavi yöntemidir.
Retiküler ve ipliksi varislerde ışın tedavileri tek başına veya iğneyle beraber uygulanır” diye konuştu.
Ve yöntemler
Prof. Dr. Oto, tedavi yöntemlerini özetlerken, ameliyatta yeni yaklamışı uyguladığını belirterek, şunları söyledi:
“10 dakika kadar ayakta durma ile varislerin iyice belirginleşmesi sağlanır. Varisler büyük dikkatle tek tek işaretlenir. Bu teknikte varisler cilde yapılan bir milimlik mikro kesilerden dikkatlice alınır. (resim) Dikiş kullanılmaz. Sağlam damarsal yapıların korunması bu yaklaşımın temel ilkesidir. Hastamız girişimi izleyen birkaç saat içinde evine yollanır. Genellikle 3-4 günden sonra tamamen normal yaşama dönülür.
İğne yöntemi küçük varislerin giderilmesinde kullanılan bir tekniktir. Hastalıklı damarın içine çok ince bir iğneyle girilerek, az miktarda, damarı kurutan ilaçlar verilir. Lazerin de ipliksi varislerin tedavisinde önemli yeri vardır. İğneyle girilemeyen kılcal varislere belli dalga boylarında ışık yollanarak hasta damarda hasar oluşturulur ve kurutulan damar daha sonra vücut tarafından eritilerek yok edilir. Bu yöntemde de varisli bölgeye 2-4 seans tedavi uygulamak gerekir.”
Ultrasonla kesin tanı
EGE Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi Pediatrik Radyoloji Anabilim Dalı’nın yönetici asistanı Yüksek Hemşire Ayten Süngüoğlu, yüksek frekanslı ses dalgalarının kullanıldığı tanısal ultrasonun hastalıklarda kesin tanı için eşsiz bir metod olduğunu söyledi. Tüm batın organları (Karaciğer, böbrek, dalak, safra kesesi gibi) yumuşak dokular (troid, boyun) kas, eklem gibi dokuların anotomik yapılarının görüntülendiğini belirten Süngüoğlu, “Ultrason sisteminin radyasyon içermemesi çocuk hastalar için de ideal bir yöntem. Ünitemizde color doppler ve griscala ultrason yapılmaktadır. Yatan hastalara günlük bakılmakta, poliklinik hastalarına randevu sistemi uygulanmaktadır. Yenidoğan, yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarına yatak başına hizmet verilmektedir” dedi.
Yazın dış kulak hastalığına dikkat
SICAKLARIN arttığı ve deniz mevsiminin açıldığı şu günlerde uzmanlar, dış kulak yolu hastalıklarının daha fazla yaşandığını açıkladı. Özellikle buşon (kulak kiri) denilen salgının dış kulak yolunda birikmesi, kirin ter ve su ile şişmesi sonucu, dış kulak yolunu tıkayarak, kişide rahatsızlık oluşturduğunu, buna yazın sık rastlanıldığına dikkat çekildi.
Hatay Doğa Tıp Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. İrfan Eker, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Halk arasında yanlış bir bilgi yaygın. Bir kez kulağını yıkattın mı, sürekli yıkatmak zorunda kalma fikri, doğru değildir. Doğrusu, kulak kirinin dışarıya atılamamasından tıkaması ve bunun alınma gereğidir. Kulak kendi kirini dışarı atabilse böyle bir müdahaleye gerek yoktur. Deniz ve banyo sonrası dış kulak yolunun, temizlemek için aşırı zorlanması, enfeksiyona yol açabilir. Temiz olmayan sularda yüzmek ya da aşırı terleme sonrası kulağın kaşınarak zorlanması da bir nedendir. Kulak ağrısı ve kulak tıkanıklığı olan kişilerin zaman geçirmeden doktora başvurması gerekir. Kulakları temizlenmek zorunda olan kişiler, sörf, dip dalma gibi farklı su sporları yapacak olanlar; yaz mevsimine girmeden bir uzmana görünmeli. Olası yaşayacakları rahatsızlıkları önlemiş olacaktır.”
Paylaş