Son dönemde Türkiye Kayak Federasyonu'nda öyle şeyler oluyor ki, adının değişmesi daha uygun olacak. Skandallar Federasyonu desek ‘‘cuk’’ oturacak.
Şimdi neden böyle diye biraz geriye dönelim, 29 Ocak-3 Şubat tarihleri arasında yapılan Kayaklı Koşu Türkiye Şampiyonası'na bir bakalım.
Şampiyonada elektronik kronometre var, ama kullanacak kişi yok. Sprint yarışında sonucu belirleyecek fotofiniş yok. Milli Takım antrenörleri bölgecilik yapıp sporcularını kayırıyor, ses çıkaran yok. Yönetmelik gereği oluşması gereken yarışma kurulu yok. Çünkü koskoca federasyonun, Türkiye Şampiyonası'na gönderdiği yöneticisi de yok. Federasyon Türkiye Şampiyonası'nda meşgul, Salt Lake hazırlığında. Siz bir Türkiye Şampiyonası düzenleyeceksiniz (Bu yaşananlardan sonra ona da şampiyona derseniz) ve bunu da elinize yüzünüze bulaştıracaksınız, sonra da olimpiyata gideceksiniz. Türkiye Şampiyonası'na katılan 12 ilden 9'unun temsilcileri yaşananlar Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne başvuruda bulundu. Sonucunda da Genel Müdürlük, bir soruşturma başlattı.
YA SALT LAKE?
Bunlar sadece Türkiye Şampiyonası'nda yaşananlar. Ya Salt Lake 2002?
Kış Olimpiyatı'na 3 sporcu gönderdik. Oyunlarda yarışan ilk sporcumuz Sebahattin Oglago oldu. Federasyonumuzun programında sadece 10 km klasik, 15 km serbest ve 4X10 bayrak, sprint kayak kros yarışmaları var. Türkiye'de bunların dışında bir yarışma yapılmıyor ve Sebahattin 15 km yarışı yerine 30 km'de yarıştırılıyor. Zaten sporcumuz yaklaşık 20'nci km'de yarışı bırakmak zorunda kalıyor. Bunun amacı ne? İki gün sonraki asıl branşı olan 15 km yarışı varken, Sebahattin'i 30 km'de yarıştırıp, güçlü rakipleri arasında ezmenin anlamı ne? Bu, atletizmde bir orta mesafe koşucusunu maratonda koşturup, ondan derece yapmasını beklemeye benziyor. Ya Sebahattin'in içine düştüğünü psikolojik durum. Federasyon, Sebahattin'in yurt dışındaki 5-6 aylık kamplarda 30 km'de yarıştığını iddia ederek kendini savunmaya çalışıyor. Siz ülkenizde yapmadığınız bir kategoride sporcu yarıştıracaksınız, sonra da ondan derece bekleyeceksiniz. Buna kargalar bile güler...
Aslına bakarsanız bizim sporcularımız Salt Lake City'e uluslararası yarışmalarda aldıkları puanlarla değil, kotenjandan gitti. Yani amaç olimpiyatta bayrağı dalgalandırmak. Ancak daha ilk yarışmada yaşananlar tam bir fiyasko.