O hiçbir zaman bir Michael Jordan, bir Karl Malone, bir Shaquille O'Neal gibi popüler olmadı. 41 yaşında, 19 yıl formasını giydiği Utah'taki kariyerini asist ve top çalma istatistiklerinde rekorlarla noktaladı. Her maçta yıldız yaratan özverisiyle kraldı.
NBA Play-off'unda ilk turun ardından konferans yarı finallerindeki tabloya baktığımızda geçen sezondan çok farklı olmadığını görüyoruz. Hele Batı Konferansı'nda, takımlar yanında yarı final eşleşmeleri bile aynı. Doğu Konferansı'ndaki iki fark ise, yarı final eşleşmeleri ile geçen sezonki New Orleans Hornets (Charlotte Hornets) yerine Philadelphia'nın New Jersey, Boston ve Detroit ile birlikte turu geçmesi.
Doğu ile devam edelim. Geçen yıl konferans finalinde eşleşen Boston ile New Jersey bu kez yarı finalde kozlarını paylaşacak. New Jersey geçen yıl konferans finalinde 4-2 ile geçtiği Boston'a bu sezon da lig maratonunda yaptıkları 4 maçta, 3-1 üstünlük sağladı. Jason Kidd, Kenyon Martin gibi önemli silahları olan New Jersey, karşısında Boston Paul Pierce, Antoine Walker ve Tony Delk'e güveniyor. Bu oyuncuların yarı finaldeki performansları eşleşmenin kaderini belirleyecek.
Iverson durdurulursa
Geçen yıl Boston'a yarı finalde elenen Detroit ise bu kez Philadelphia karşısında final yolunu açmaya çalışacak. İlk turda Orlando karşısında Tracy McGrady gibi bir yıldızı susturarak, Play-off'ta 3-1 geriden gelip turu geçen 7. takım olan Detroit, Philadelphia'nın büyük kozu Allen Iverson'ın da hızını kesebilirse, amacına ulaşmada önemli bir avantaj sağlayacak. Başarılı savunma anlayışıyla dikkat çeken, normal sezondaki 4 maçta 2-2'lik skor elde eden iki takım arasındaki çarpıcı bir özellik de Play-off'ta ilk kez karşı karşıya gelmeleri.
Batı Konferansı'nda ise geçen yıl yarı finalde 4-1'le geçtiği Dallas karşısında bu sezon ligde de rakibine 3-1 üstünlük sağlayan Sacramento tura yakın takım olarak görülüyor. Özellikle Portland karşısında çok yıpranan ve 3-0'dan turu kaybetme tehlikesiyle yüzyüze gelen Dallas'ın kaderi Alman yıldızı Dirk Nowitzki ile Steve Nash'in performanslarına bağlı. Hidayet Türkoğlu'nun fazla şans bulamadığı Sacramento'nun kilit isimleri ise Chris Webber ile Peja Stojakovic.
Büyük eşleşme
Batı'da, daha doğrusu NBA'de herkesin üzerine odaklandığı eşleşme ise LA Lakers ile San Antonio arasında. Kobe Bryant ve Shaquille O'Neal'in eşleşmedeki ağırlıklarını hissettirmeleriyle Minnesota engelini önce zorlansa da geçen Lakers, geçen yıl yarı finalde San Antonio'ya 4-1'lik üstünlük sağlamıştı. Bir önceki sezon da konferans finalinde rakibini 4-0'la geçmişti. Her ne kadar, Lakers bu sezon ligde rakibine 4 maçta da yenilse de, bu maçlardan ikisinde Shaq'ın olmadığı gözönüne alınırsa, herşeyin farklı olacağı kesin.
San Antonio-Lakers eşleşmesinin bir çarpıcı özelliği de San Antoino'da David Robinson'ın normal sezonun ‘‘En Değerli Oyuncu’’su seçilen Tim Duncan ile birlikte NBA'in en iyi pivoti Shaq'a karşı son kez mücadele edecek olması. Bu eşleşme, NBA'e veda edecek 39 yaşındaki ‘‘Amiral’’ lakaplı Robinson'ın belki de son Play-off maçları olacak.
40'lık efsaneler
Amiral'in vedası aslında NBA'de bir devrin sonu. Çünkü kariyeri MVP, En Değerli Savunma oyuncusu gibi ödüllerle süslü ünlü pivot, hasta olan ancak basketbola dönme çabalarındaki Hakeem Olajuwon dışında NBA'in 50 En Büyük Oyuncusu listesindeki, kariyeri noktalanmak üzere olan son yıldızı. 50 en büyüğün, NBA'deki son temsilcileri Michael Jordan, Karl Malone ve John Stockton, geçtiğimiz günlerde basketbola veda etti veya bu kararlarını açıkladılar.
Onlar 40 yaşına ulaşmış olmalarına rağmen NBA'deki son sezonlarında performanslarıyla takımlarını başarılara sürükleyen yıldızlardı. Özellikle Stockton, hani ismi fazla ön planda olmayan gözükmeyen, sadece jeneriklerde geçen kahramanlar vardır ya, işte onlardan biriydi. O, 50 büyük arasında yer alsa da hiçbir zaman, bir Jordan, bir Shaq, bir Malone gibi popüler olamadı. Sıra dışı bir yaşamı yoktu. Adı skandallara karışmadı. Saç stili hep aynıydı. Ama o, görev adamıydı. Asistleriyle arkadaşlarını sayı için besler, çaldığı toplarla rakibini yıpratırdı. 41 yaşında NBA'in en yaşlı basketbolcusu olmasına rağmen, bu sezon Malone ile birlikte Utah'ı Play-Off ilk turuna kadar taşıdı.
Rekorlara imza
Stockton geçen hafta Sacramento serisi sonrası basketbola veda kararını birden açıkladığında takım arkadaşları başta herkes şoke oldu. Ancak en büyük şoku yaşayan 18 yıldır asist yaptığı Malone'du. Malone'un, kararını kendisinden bile saklayan Stockton için yaptığı ‘‘Her maçta, arkadaşlarını yıldız yapan bir yıldıza alışmıştım. Artık salonlarda onun gibi biri olmayacak’’ açıklaması Stockton'ın gerçek kimliğinin en büyük belgesi.
Stockton, 15.806 asist, 3.265 top çalma ile NBA tarihinin bu istatistik dallarındaki 1 numarası. Bundan sonra da bu rekorların kolay kolay kırılamayacağı görüşü hakim. O, NBA'e adım attığı Utah'ta 19 yıl forma giyerek -ki 17 sezon her maçta sahaya çıktı- bir takımda en uzun süre forma giyen basketbolcu olarak tarihin sayfaları arasına girdi.
Stockton'ın özverisi
Yetenek yanında basketbolda önemli bir faktör de fiziki gücü kullanabilmek. Jordan, Malone, Stockton ve Robinson gibi yıldızlar NBA'de fizik gücün dengeli kullanılmasıyla 40'lı yaşlarda bile büyük işlerin yapılabileceğini belgelediler.
Utah'ın Stockton ve Malone'un boşluklarını doldurması çok zor. Özellikle Stockton tüm basketbolcular için örnek alınması gereken bir yıldızdı. O makinenin önemli bir dişlisiydi. Atmaktan çok, attırmayı düşünen, özveriyi ön planda tutan bir point-guarddı. NBA'de onun gibisi yok. Belki de kolay kolay gelmeyecek. Türk basketbolu da atmaktan çok attırmayı düşünüp, Stockton'ın topa sahip olma isteğini gösteren, ‘‘Arkadaşlarını yıldız yapan’’ özveride bir yıldıza sahip olduğunda başarı çizgisinin daha da yükseleceği bir gerçek.