Son dönemde futbolumuza Christoph Daum ile giren 'sansasyonel açıklamalarla motivasyon' olgusu hızla yayılıyor.
Bizler geçen sene F.Bahçe yönetiminin soyunma odası ziyaretleri motivasyonlarına alışmışken, şimdi kendi kulübünü, takımını ağır bir dille eleştirme tarzı başladı. Neden, futbolcular motive oluyor! Komedi.
G.Saray'da Lucescu'nun sert sözleri sonrası yönetim, ipi Rumen'in boynuna geçiriverdi. Hem de nasıl. Daha günler öncesinde Milan'ın Fatih Terim'i gönderişinde neredeyse tüm Türkiye 'etik değil' diye feryat etmiyor muydu? Etik anlayışında ne güzel de ‘‘benciyiz’’.
Lucescu niye gidecekti? Takımda otoritesi yoktu. Yönetimin mali konularda konuşmaması konusundaki uyarısına rağmen dilini tutmuyordu. Batista konusunda da yalan söylemişti. 'Lucescu bilgisi olmadığı halde bazı konularda yalan söylüyor. Bunu neden yapıyor, hesabını soracağız. Her an her şey olabilir. Türkiye'de dünya çapında antrenör çok.' diyerek Lucescu'nun gideceğini erken ilan edip, sonra da onunla 2 yıl daha devam etme kararı kadar büyük bir çelişkiye G.Saray'da nasıl bir yönetim düşebilir? Hem de ‘‘Lucescu'nun sözleri yanlış anlaşıldı’’ açıklamasıyla. İdam sehpasına koyduğu teknik direktörünü sonra yeni bir sözleşmeyle ödüllendiren G.Saray yönetimi iradesini göstermiştir.
POLİTİKACILAR SOLLANDI
Neden, önce Lucescu'nun basın toplantısını izleyip sonra karar almadılar. Aslında üç günde yaşanan, haftalar öncesinden kafalarda oluşan, Lucescu'nun patlamasıyla hazırlıksız ve acemice uygulamaya konmaya çalışılan bir operasyondu. Bu da ele yüze bulaştırıldı.
'Yalan söyleniyor' denilmişti, peki gerçeği kim söyledi. Bu olayda politikacılar sollanmıştır.
Otorite kavramı mı, boşverin. Bu yaşananlardan sonra hangi otoriteden söz edilir.
Aslında Lucescu, G.Saray'ın başına geldiğinde ip boynuna geçmişti. Terim gibi antrenörün ardından başarı yakalayabilme endişesini ve işinin zorluğunu kendisi de dile getiriyordu. Şampiyonlar Ligi'nde imza atsa da kendini de kabul ettiremedi. Terim, Milan'dan ayrılınca, üzerindeki baskı daha da artmış olsa gerek. Zaten, 'Kulüple ilgili haberleri gazetelerden öğreniyorum' açıklaması buna bir örnek değil mi? Bu git-gel sonrası acaba G.Saray, Lucescu ile 10 yıllık sözleşme yapsa, onun kafası ve takım ne kadar rahat eder?