Paylaş
Tabi ki bu sofralarda kızartmalardan, hamur işlerinden, bol yağlı mezelerden, tatlılardan, gazlı ve alkollü içeceklerden kaçınmak pek de mümkün olmayacak. Ancak yılbaşı gecesi tükettiğiniz bu sağlıksız yemekler ve içecekler, ertesi gün mide problemlerine, baş ağrısına, halsizliğe ve kan şekeri düşüklüğü gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Yeni yılın ilk gününde tadınızın kaçmaması için de yılbaşı gecesi dengeli bir beslenme programı izlemeye özen göstermeniz şart. Peki yeni yıla daha zinde, daha enerjik ve daha sağlıklı girebilmek için neler yapmalıyız? Yılbaşı sofralarında hangi yemeklere yer vermeliyiz? İşte ayrıntılar...
DENGELİ BESLENMEYE GÜNDÜZDEN BAŞLAYIN
Yeni yılın ilk gününe sorunsuz girebilmek için işe, gün içinde tükettiğiniz besinlere dikkat ederek başlamanız gerekiyor. Bunun için de öncelikle sabah saatlerinden itibaren bol bol su tüketmeye özen gösterip, çay ve kahve gibi içeceklerden uzak duracağız. Soda, mineralli su veya ayran da faydalı olacaktır. Gece eğlencenizde alkol tüketmeyi düşünüyorsanız da gün içinde B ve C vitaminleri içeren meyveler tüketmeyi ihmal etmeyin. Akşam saatinde çok yemek yiyeceğinizi düşünerek, gün içerisinde kesinlikle aç kalmayın. Bu durum, metabolizmanızın yavaşlamasına neden olur.
IZGARA, FIRIN VE HAŞLAMADAN ŞAŞMAYIN
Yeni yıl için özenle hazırlanan sofralarda maalesef ki ağır yemekler, baş köşede durur. Ancak ertesi gün mide sorunları ile karşılaşmamak için ağır ve yağlı yiyecekler yerine ızgara, fırın, haşlanmış veya buğulanmış yemekler tüketmeye özen gösterin. Ayrıca yılbaşı gecesi sofralarda daha uzun oturulacağı için tabağınıza az porsiyonda yiyecek almayı unutmayın. Gece uzun olunca kuruyemiş tüketimi de ister istemez artar. Kuruyemişler, elbette ki besleyici atıştırmalıklardır ancak yüksek yağ içeriğine sahiptirler. Bu nedenle dikkatli tüketmek gerekir. Yeni yıl sofralarınızda ayrıca şerbetli yerine sütlü tatlıları tercih etmenizi öneririm. Gece boyunca susuzluğunuzu da alkolle gidermeye çalışmayın ve mutlaka tükettiğiniz alkol kadar su için. Ertesi gün daha rahat uyanmanıza yardımcı olan en önemli faktörlerden birinin bol su içmek olduğunu unutmayın.
ZİNDE VE ENERJİK KALKMANIN FORMÜLÜ
Yeni yıl yemeğinizde yukarıda belirttiğim gibi sağlıklı seçimler yapamadıysanız, endişelenmeyin. Bu durumdan kurtulmak için de bazı etkili çözümlerimiz var. Eğer gece boyu çok fazla tatlı ve alkol tükettiyseniz, ertesi gün kan şekeriniz çok düşük seyir edecektir. Bu nedenle sabah uyandığınızda öncelikle ilk 2 saat boyunca 1 litre su için. Sonrasında tereyağı eşliğinde lor peynirli ve maydanozlu bir omlet yapıp, tüketebilirsiniz. Bu öğün, sizi akşama kadar tok tutar ve kan şeker dengenizin sağlanmasına yardımcı olur. Ayrıca bu şekilde hazırlanmış protein oranı yüksek bir kahvaltı ile alkolün yıkıcı etkisini de ortadan kaldırabilirsiniz. Öğlen saatinde ise kemik suyu, ıspanak ve pazı gibi koyu yeşil yapraklı sebzelerle hazırlayacağınız bir çorba, size çok iyi gelecektir. Çorbanızın içine limon da sıkmayı ihmal etmeyin. Sebze çorbası sevmiyorsanız, o zaman tarhana çorbasını da deneyebilirsiniz. Çorbanızı öğlen bir kâse ve akşam bir kâse olmak üzere gönül rahatlığıyla içebilirsiniz.
2025 BESLENME TRENDLERİ
Hazır yeni bir yıla girmeye sayılı günler kaldı, o zaman bugün 2025’te öne çıkacak olan iki önemli beslenme trendine de bir göz atalım. İlki ‘Mikrobiyota Dostu Beslenme’ ve diğeri de ‘Fonksiyonel Beslenme’. Bu iki beslenme yaklaşımını oldukça önemsiyorum. Çünkü son 10 yılda yapılan araştırmalar, artık net bir şekilde bağırsaklarda oluşan her türlü rahatsızlığın tüm vücudu doğrudan etkilediğini bizlere gösterdi. Artık bağırsak sağlığının, bağışıklık sisteminin zayıflaması, otoimmün hastalıklar, endokrin sistemiyle ilgili bozukluklar, kalp ve damar hastalıkları, Parkinson, Alzheimer, diyabet, sindirim sorunları, alerjik hastalıklar, obezite, psikolojik bozukluklar ve kanser gibi rahatsızlıklarla bağlantılı olduğunu biliyoruz. Bağırsak mikrobiyatasını etkileyen en önemli faktör de elbette ki beslenme.
PEKİ BAĞIRSAK DOSTU BESİNLER NELERDİR?
Eğer sizin de yeni yıl hedefleriniz arasında beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmek gibi bir düşünce varsa, bu trendi değerlendirebilirsiniz. Çünkü bu beslenme yaklaşımında öne çıkan besinler, emin olun hem lezzetli hem de kolay ulaşılabilir. Mesela lahana turşusu, kereviz, çiğ badem, kefir, zencefil, Hindistan cevizi yağı, ev yapımı yoğurt, rezene, avokado, süzme peynir ve eski kaşarı şimdiden beslenme listenize ekleyebilirsiniz. Fonksiyonel beslenme ise tüm vücut sağlığını destekleyen kişiselleştirilmiş bir plan oluşturmaya imkân tanır. Fonksiyonel beslenme yaklaşımına göre besinler ilaçtır, beslenme iyileşmenin bir parçası olarak görülür. Sağlığı koruyucu, hastalığı tedavi edici ve hastalık riskini azaltıcı etkisi bulunan doğal gıda tüketimini benimser. Her iki beslenme tarzının ismini 2025 yılında sıkça duyacağımız kesin. Ancak kesin olan bir şey daha var ki, o da bu iki yaklaşımın sağlığınıza oldukça iyi geleceği...
Paylaş