Paylaş
Bunların üzerine bir de çocuk sahibi olmaya karar verdiyseniz, stres yükünüz siz farkında olmadan artar. Stresin sağlığımızın en büyük düşmanlarından biri olduğunu biliyoruz. Ancak bilmemiz gereken diğer önemli konu, stresin doğurganlığı da olumsuz etkileyebildiği. Yapılan birçok araştırma, stresin hormonal sistem üzerindeki olumsuz etkilerinin hem kadının hem de erkeğin üreme sağlığını bozduğunu göstermektedir. Yüksek stres seviyesine sahip kadınlarda adet düzensizlikleri, ovülasyon sorunları baş gösterirken, erkeklerde sperm kalitesinde azalma gibi olumsuzluklara sıkça rastlanmaktadır. Bu durum, sadece doğal yollarla gebe kalmayı zorlaştırmaz. Ayrıca tüp bebek gibi yardımcı üreme teknikleriyle çocuk sahibi olmak isteyenlerin de başarısız sonuçlar almasına yol açabilir.
STRESİN DOĞURGANLIK ÜZERİNE ETKİLERİ
Geçmiş yıllarda stresin doğurganlık üzerine ne denli etkili olduğu pek bilinmiyordu. Ancak son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, gebeliğin başarılı olmasıyla stres seviyesi arasında önemli bir ilişki olduğunu gösterdi. Bu etkilerin gücü ise elbette ki, stresin miktarına, kronik veya geçici olup olmadığına ve vücudun stresle nasıl başa çıktığına bağlı olarak değişebiliyor. Mesela aşırı stres yaşayan kadınların çoğu, adet dönemlerini olması gereken zamandan daha erken veya daha geç yaşayabiliyor. Bazı kadınlar ise hiçbir şekilde adet göremeyebiliyor. Adet düzensizliğinin baş göstermesi sonucunda ise gebe kalmanız zorlaşıyor. Stres, ayrıca yumurta üretiminin azalmasına neden olan ve başarılı bir döllenmeyi engelleyen ana faktörlerden biri. Öyle ki, günümüzde kadınlarda gelişen kısırlığın yaygın nedeni olarak strese bağlı üreme bozuklukları gösteriliyor.
STRES, SPERM SAĞLIĞINI DA BOZUYOR
Stresin yıkıcı etkileri kadınlarda daha belirgin olsa da erkekleri de olumsuz etkiliyor. Aşırı stres, erkeklerde sperm sayısını ve hareketli sperm oranını azaltarak, spermlerin morfolojisinin bozulmasına neden oluyor. Stres nedeniyle erkeklerde ereksiyon sorunu ve cinsel ilişkide performans azalması gibi faktörlerde ortaya çıkarak, doğal hamilelik oluşmasını önleyebiliyor. Kısacası stresin doğurganlık üzerine oldukça derin bir etkisi var. Bu nedenle çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin stresin yarattığı etkileri anlamaları ve stresi yönetebilmek için bazı adımlar atmaları gerekiyor. Peki, bu kapsamda neler yapılabilir? Stres ile doğal yollarla mücadele edilebilir mi? Stres seviyeniz ölçülebilir mi? Gelin biraz da stresle nasıl savaşacağımıza bir göz atalım. Zira konu oldukça önemli…
GEBELİK SÜRECİNDE STRESİ YÖNETMEK
Çocuk sahibi olma yolunda stresinizi azaltmak için elbette ki uygulayabileceğiniz stratejiler ile doğal tedaviler mevcut. Ancak öncelikle hamile kalma isteğinizi birileriyle paylaşmaktan kaçınmanızı öneririm. Çünkü bu durum, size sürekli soru sorulmasına neden olarak üzerinizde baskı oluşturabilir. Bu nedenle gebelik oluştuktan sonra mutluluğunuzu çevrenizle paylaşmanız çok daha doğru bir yol olacaktır. Çiftler, özellikle yardımcı üreme teknikleri denedikleri süreçte oldukça fazla yıpranmaktadır. Bu süreci yönetmekte zorlandığınızı düşünüyorsanız, doktorunuzun yönlendireceği bir psikologdan yardım almaktan çekinmemelisiniz. Bu seanslara çift olarak katılmanız çok daha faydalı olacaktır. Gelelim stres ile mücadele ederken, yaşam tarzınızda yapmanız gereken değişikliklere. Öncelikle düzenli bir uyku sistemine geçmenizi öneririm. Her gece en az 7 veya 8 saat kesintisiz uyumaya çalışın. Çünkü kalitesiz uyku, doğurganlığı olumsuz etkiler.
SAĞLIKLI BESLENİN, EGZERSİZ YAPIN
Gebe kalma sürecinde özellikle trans yağlardan, rafine karbonatlardan, şekerden, hazır gıdalardan uzak durmaya çalışın ve kendinize sağlıklı besinler oluşan bir beslenme listesi hazırlayın. Gebe kalmaya çalışırken neler tüketmeniz gerektiği konusunda kulaktan dolma bilgiler yerine bir beslenme uzmanından destek almanız çok daha faydalı olacaktır. Egzersiz yapmak sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmemizin anahtarlarından biridir. Düzenli yapılan egzersiz ile hem beden hem de zihin sağlığınızı korumanız mümkündür. Ayrıca yoga, pilates ve meditasyon gibi yöntemleri de deneyebilirsiniz. Ayrıca yine bu dönemde alkol tüketmekten ve sigaradan uzak durulması da gebe kalma başarı şansını artıran diğer önemli iki faktördür.
STRES ÖLÇME TESTLERİ VE DOĞAL YÖNTEMLER
Çiftler çoğu zaman yaşadıkları stresin farkında olmayabiliyor. Şiddetli bir stres yaşayıp yaşamadıklarını öğrenmek için de yollar arıyorlar. Peki, stresiniz olup olmadığını ölçebiliyor muyuz? Cevabımız, kesinlikle evet. Yaşadığınız stres derecesinin çocuk sahibi olmanızı etkileyip, etkilemediğinin cevabını sizlere verebiliyoruz. Bunun için iki önemli testimiz var. Birincisi kalpteki strese bağlı değişimleri ölçmemize yardımcı olan HRV testi. Bu test, bireyin stres seviyesini gözlemlememize yardımcı olan önemli analizlerden biri. Diğeri ise bireylerin depresyon düzeyini belirlemek amacıyla uygulanan Beck Depresyon Ölçeği‘dir. Bu iki ölçüm ile bireylerin stres durumu değerlendiriliyor ve sonrasında da strese yönelik tedaviler uygulanıyor. Ben genellikle bu tarz hastalarım için hipnoterapiler ve damar yolundan kullanılan doğal destekler ile tedaviyi gerçekleştiriyorum. Ayrıca geleneksel tıp yöntemleriyle de vücudunuza herhangi bir kimyasal madde almadan stresten arınabiliyorsunuz.
Paylaş