Paylaş
Ancak bu üçlünün başka bir marifeti daha var. Yapılan yeni çalışmalar, evde yanan şöminenin, kamp ateşinin, mum ışığının ve akkor lambaların vücuttaki melatonin hormonunu arttırmaya da destek olduğunu gösteriyor. Uykusuzluk sorununun bir numaralı nedeni olan melatonin eksikliği ile artık sadece karanlık ortamlar yaratarak değil, romantik anlardan ve güneşin kızıl ötesi ışınlarından destek alarak da mücadele edebiliriz. Geçtiğimiz haftaki yazımda uykusuzluk sorununun giderek arttığını ve bir tehdit haline geldiğine dikkat çekmiş ve melatonin hormonunun uyku durumumuz üzerindeki etkisinden bahsetmiştim. Çünkü melatoninin uykuyu düzenlemek, uyku ritmini kontrol altında tutmak ve uykuya kalite katmak gibi çok önemli görevleri var.
Melatoninin beyin tarafından özellikle geceleri salgılanan bir hormon olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak yapılan yeni çalışmalar, mitokondri içindeki melatoninin güneşin kızıl ötesi ışınlarından da uyarıldığını gösterdi. Peki bu ne demek? Gelin, bu yeni çalışmanın sonuçlarına bir bakalım.
ŞÖMİNE-KAMP ATEŞİ-MUM IŞIĞI
Romantizmin ömrü uzattığını söylediğimiz zaman aslında hiç de farazi konuşmuyoruz. Çünkü karanlık ortamlarda salınımı artan melatonin hormonunun aslında romantik ortamlarda da uyarılarak seviyesi artabiliyor. Yapılan son çalışmalar, özellikle şömine izlemenin ve mum alevini seyretmenin rahatlamada çok etkili olduğunu göstermiş. Aslında bu direkt melatoninle alakalı. Mum alevi, kırmızı ışıklar, akkor lambalar, kamp ve şömine ateşi, vücuttaki melatonin hormonunun artmasına yardımcı oluyor. Çünkü melatonin sadece beyinden salgılanan bir hormon değil dolaşım sisteminde de var. Romantik ortamlar ve güneşin kızıl ötesi ışıkları da metabolizmamızı canlandıran ana melatonin hormonunun salınmasını arttırıyor. Yani sadece geceleri değil, günün her saatinde vücudumuzda melatonin hormonu salgılanabiliyor.
GÜNEŞİN KIZIL ÖTESİ IŞINLARINDAN FAYDALANIN
İnsan vücudunda iki tip melatonin bulunuyor. Bunlardan biri, beynimizde bulunan epifiz bezinde diğeri de dolaşım sistemi hücrelerinde üretiliyor. Uzun ve kaliteli bir ömür geçirebilmek için dolaşım sistemimizdeki melatoninden de faydalanmayı bilmek gerekiyor. Romantik ortamların dışında yeni araştırmalar, mitokondri içindeki melatoninin güneşin kızıl ötesi ışınlarından da uyarıldığını bize gösterdi. Güneş ışınlarının yüzde 50’si kızıl ötesidir. Aslında bu bilgi, güneşten D vitamini almaktan da önemlidir. Çünkü hepimizin yoğun bir şekilde kullandığı bilgisayarlar, tabletler ve cep telefonlarının yaydığı mavi ışık, hücre içi melatonini tüketiyor. Ancak öğle saatlerinde bir şapka ve şemsiye ile dışarı çıktığınızda güneşin kızıl ötesi ışıkları, çimenden, topraktan yansıyarak, dolaşımdaki melatonin salgısını arttırıyor. Bunun yanı sıra evdeki şömine ışığı, mum ışığı, kamp ateşi ve akkor aydınlatmalar, yaydıkları kızıl ötesi ışınlar sayesinde yine melatonin salınımını artırmaya destek oluyor.
BİR DİĞER YÖNTEM KIZIL KURU SAUNALAR
Melatonini artırmanın bir diğer yöntemi de kızıl kuru saunalardır. Birçok hastanın ağrı ve uyku tedavisi için lazer kullanmasının sebebi de budur. Hastalarımız bu saunanın içine girerek 20 dakika boyunca kalırlar. Bu süre içinde hücre içindeki melatonin hormonu da artışa geçer. Bu yöntem, güneşin zararlı ultraviyole ışınlarından korunmamızı da sağlar.
VARLIĞI KORUR YOKLUĞU HASTALIK GETİRİR
Vücudun biyoritminin düzenlenmesinde önemli etkiye sahip olan melatonin, aynı zamanda güçlü ve doğal bir antioksidandır. Aslında melatonin, glutatyondan daha etkili ve önemli bir antioksidandır. Çünkü diğer vitamin ve antioksidanların vücudumuzda üretilmesini sağlar. Bağışıklık sistemini tetikler ve güçlendirir. Yapılan birçok çalışma, melatoninin kanser önleyici bir hormon olduğunu da göstermektedir. Biz artık net bir şekilde biliyoruz ki, melatonin yeteri kadar vücutta üretilmediğinde uyku düzeni bozuluyor, bağışıklık sistemi zayıflıyor ve vücut antioksidan korumadan mahsur kalıyor. Kısacası, melatonin düzeyinin normal değerlerin altında olması durumunda, kansere, demansa, Alzheimer’a ve kalp-damar hastalıklarına yakalanma riski oldukça yükseliyor. Bu nedenle melatonin hormonumuza sahip çıkmamız oldukça önemlidir.
Paylaş