Roberto

Biz 1-2 soru sorup, aradan çekilelim.

* * *

Sen o olsan...
İtalyan olsan, AB’li olsan...
Firenze’de, Roma’da, Milano’da Londra’da çalışsan...
Avrupa’nın 5-10 hocasından biri olsan...
Her Ab ülkesinde iş bulacak olsan...
Abuk bi 5 yabancı kararı yüzünden sıradan sübyan bi sağbekin bile Sneijder’den pahalıya mal olduğu-olacağı...
Bazen Eboue’nin, Telles’in kulübede oturup, onların yerinde Sabri’nin oynadığı-oynayacağı...
Sağbek oynayamayan Sabri’nin bazen solbek bile oynadığı-oynayacağı...
Sistem gereği bazen Sneijder’in bile oturup Sabri’nin onun yerinde de oynayacağı...
Eboue’nin el mecbur satılıp yerine onun tek bacağı etmeyen yerli’lerin Eboue’nin 2-3 misline alınacağı...
Drogba’nın sadece futbolcu olarak değerlendirildiği...
Ülkede maça seyirci çekecek toplam 6 cezbedici yerli yokken, her takımın 6 yerli ile oynamak zorunda bırakıldığı...
Bi Ab ülkesinde 3-5 bişey verilecek olanlara, nüfus kağıdı yüzünden 3-5 milyon verildiği bi sistemde çalışır mısın?

* * *

Sen Roberto olsan...
Siyasi otoritenin kendi çalıp-oynadığı, yayınladığı, yorumladığı...
Siyasi atama ile gelen, spora yakınlıkları Türkiye’nin Avustralya’ya yakınlığı kadar olan, bu işlerle ne kadar alakasız oldukları o dün’lerde daha belli olan bu federasyoncu arkadaşların yönettiği...
Tribüne iktidarın girip, muhalefetin giremediği...
Girerse fişlendiği...
Drogba’nın bile bazen kontenjana takıldığı ligde, Rabia’nın hiç bi kontenjana takılmadan her maça girip, pas gol attığı...
Yayıncının iktidarın kafasına göre sesi kısıp açtığı...
Altı üstü futbolun bile iktidara şirin olanlara yorumlatıldığı...
Edirne dışında kimsenin seyretmediği...
Liginin yarısı Uefa’yla sorunlu olan, geri kalan yarısı da her an sorunlu olabilecek durumda olan bi organizasyonda kalır mısın?

* * *

Sen Roberto olsan...
Askeri birliğine elini kolunu sallaya sallaya girilip, bayrağı indirilen...
Bakan’ın bölgede herşey kontrol altında demesinden az sonra konsolosu ve 50 konsolosluk görevlisi kaçırılan, rehin alınan...
2’ye bölünen, 2 millet’li 2 devlet’li olan...
Oy’larını bile hilesiz hurdasız şaibesiz sayamayan...
Parkta meydanda gezi’nenin bile Toma’yla karşılandığı halkın her türlü demokratik protestoda hain damgasını yediği...
Gençlerin, çocukların gezi’nirken haybeden bu dünyadan gittiği...
Asker devletinden şikayet edenlerin, polis devletine geçtiği...
Sadece son operasyonda 2000 küsur hakim savcının yeri değiştirilen...
Yerdeki milleti tekmeleyen devlet’linin hala görevde kaldığı...
301 kişini ölümünden sonra 1 kişinin bile kendini sorumlu hissedip istifa etmediği...
Bilim kurumları, merkez bankası bile siyasetin emrine sokulmaya çalışılan...
Hiç bi siyasi yolsuzluğun cezalandırılmadığı, yapanın yanına kar kaldığı 3’üncü dünya ülkemsi bi ülkede mi kalmak istersin?
Yoksa...
İlk fırsat bulduğunda arrividerçi diyip...
Fantastik İstanbul’un bütün çekiciliğine, cazibesine rağmen, huzurlu güvenli demokratik bi Ab ülkesine mi gidersin?

* * *

İyi düşün.
Öyle cevap ver.

POZİTİF BAKARSAK

Hiç mi iyi bişey yok?
Olmaz mı...
Var .
İyi şeyler de oluyor tabii.

* * *

Pozitif bakarsak...
Dünya kupası başladı, kupaya katkımız yine üst seviyede.
Grubumuzdaki rakiplerimizi dünya kupasına yine en iyisinden hazırlayıp gönderen, değişik ülkelerle hazırlık maçları bağlayarak geri kalanları da hazırlayan, kimseyi rahatsız, huzursuz mutsuz etmeyen bi milli takımımız var çok şükür.

* * *

Sörvayvır’cıları milli’lerle buluşturmamız da, 70 milyonun yüreğine su serpti.
Çok önemliydi, çok şükür başardık bunu da, emeği geçenlerden Allah razı olsun.
‘Çağın Lideri’nin yönettiği ülke böyle olmalı, sörvayvır’cılarla milliler daima milli beraberlik içinde olmalı.
Gurur duyduk.
Vatana millete hayırlı olsun.

* * *

İçimizden, halkın böğründen, böğrümüzden çıktığını her fırsatta gösteren, Uefa’nın aldığı her kararı Ağrı’daki çobanla Van’daki bakkalla, Erzurum’daki kasapla, Kars’taki nalburla aynı anda öğrenerek halkına ‘sizlerden biriyiz ,sizden kopmayız, kopamayız, benim çobanım, kasabım Uefa kararını ne zaman öğrenirse ben de o zaman öğrenirim’ mesajı veren halkçı bi federasyona da sahibiz çok şükür.
Alllah tuttuklarını altın etsin.

* * *

Taaa 60’ larda, daha kurulurken 50 yıl sonrasını gören, adını Tübit-ak koyan, ufku bu kadar açık vizyoner bi bilim kurumumuz da var çok şükür.
Yeryüzünde bu kadar ileriyi gören başka bi kurum var mıdır?
Sanmam.
Montaj demişlermiş, desinler, o kadar kusur kadı kızında da olur.
Canları sağolsun.
Bu aslan parçalarına ne desek ne yapsak az.
Var olsunlar sağ olsunlar.

* * *

Bitmedi...
Bayrağımız araklanırken, hiç kimsenin, bi Allah’ın kulunun bile küçücük bile olsa çok şükür bi hatasının olmadığını...
Musul konsolosluğumuz komple kaçırılıp rehin alınırken, her şeyin her gün büyüyen ülkemizin çok şükür kontrolü altında olduğunu...
Ve...
301 kişinin öldüğü Soma’da çok şükür iktidarın her türlü vecibesini yerine getirmiş olduğunu, hiç bi sorumluluğu olmadığını, her şeyin fıtrat’dan olduğunu öğrendik.
Çooook mutlu olduk.
İktidarımızla bi kere daha gurur duyduk.
Allah onlara bi zeval vermesin dedik.

* * *

Daha da var da...
Yer dar.
Bi başka cuma’ya...
Allah’a emanet olun.

* * *

Nokta.