Paylaş
Hem de çoğu kariyerlerinin zirvesinde. Bastılar istifayı. Arkalarına bakmadan terk ettiler İstanbul'u.
Belki de bir tek Hale, Lale ve Jale kaldı geride. İstanbul'un içinde bir yerlerde.
Tamam istisnalar da oldu. Ebru Fransa'ya, Seda Avustralya'ya ışınlandı.
İstanbul kalabalıktı, ah seni yutan koskoca bir metropoldü, içinde birbirinden sürprizli tehlikeler barındırmaktaydı...
Sanma ki sana gerçekten sayacağım tek tek başlıktaki 12 nedeni. Senin zaten doğuştan bildiklerini.
Ama metrosunu günde 6 milyon insan kullandığı halde ve binme sırası tam da sana geldiğinde düdükler, sirenler eşliğinde "Dikkat dikkat metromuz dolmuştur! İçinde zırnık yer kalmamıştır!" çağrısı yapıldıysa ve kapılar kapandıysa ve dışarıda 1 tek sen kaldıysan eğer; kaç kaçabildiğin ilk dönemeçten.
Demek ki artık sen, İstanbul'a sığamıyorsun. Ya da o otobanları ve binaları, kalabalıkları ve dinmeyen uğultularıyla İstanbul'u, sen içinden köpük köpük taşırıyorsun.
Benim için hava hoş. İşim nerede çekileceği belli olmayan belgesellerle. Bu yüzden evimi kurabilirim dilediğim her yere. Ama gittiğim yere de temelli yerleştim demem. Seneye nerede olacağımı asla bilemem.
Bu kez ani bir kararla Foça çıktı tombalamdan. 24 saat içinde dayadım kamyonu. Taşıdım eşyaları.
Gelelim bu yazıdan çıkan ilk sonuca: İstanbullular akın akın Ege'ye geliyor mu? Geliyor.
Gelmeyenler hayalini kuruyor mu? Kuruyor.
Beni 2 günde bir, ya bir arkadaşım, ya bir tanıdığım arayıp, "Ne olur bize de oradan bir ev bak" diyor mu? Diyor.
İstanbul'un sesi İzmir'den hoş
Peki İzmir'den İstanbul'a gitmek isteyenler yok mu? Çoğunlukla kariyer basamaklarının başındaki gençler olmak üzere tabii ki var.
Yazı İşleri Müdürü Nejat Bekmen geçenlerde İzmir'de arkadaşıyla şöyle bir dolaşmaya çıkmış. Başını nereye çevirdiyse hep İstanbul'a atıfta bulunan dükkan isimleri görmüş. Atıyorum; Galata çayhanesi, Kızkulesi berberi gibi.
Bu İstanbullularla İzmirliler arasındaki ilişki, biri kıvırcık biri düz saçlı iki kadın gibi. Düz kıvırcık olmak ister, kıvırcık da düz misali.
Venedikliler İsyanda Foçalılar da Etmesin!
Venedikliler geçenlerde "Yeter artık turistten bıktık!" diye sokaklara fırlamış. Çünkü 55 bin insanın yaşadığı şehirde, günübirlik turist sayısı 24 bine ulaşıyormuş. Bu yüzden de her şey fahiş fiyatlara satılıyormuş. Yerli halk yaşayamaz olmuş.
Şimdi gider ayak ben de size Foça'yla ilgili olur da haftasonu gelirseniz diye tavsiyelerde bulunacağım. Ama korka korka. Çünkü benden önce Foça'ya yerleşen Banu ve Müjde "Aman ha sakın Foça'yı öven yazılar yazma. Venedik'e dönmesin sessiz sakin Foçamız. Yoksa seni ısırırız" diye çok uyardılar beni.
İkisinin de sıkılıp bu yazıyı sonuna kadar okumadığını umarak, risk alıyorum. Ayrıca milyonları peşimden sürükleyeceğimi de sanmıyorum.
Sani de ayrıca tebrik etmek isterim sevgili okur. Hızla akan bu hayatta, Rapunzel'in saçı kadar uzun bu yazının sonuna gelmeyi başardığın için.
1 Haftasonu Foça
Yap: 45 yıllık bisiklet tamircisi Göçmen'den iki kişilik bisiklet kirala
Ye: Merkezdeki esnaf lokantası Çarşı'da haşlama yemeği
İç: Dibek kahvesinde Türk kahvesi
Al: Dönüş yolunda Bağarası'ndaki Kardeşler Kasabı'ndan sucuk ya da köfte.
.
.
Paylaş