Paylaş
Kafam matematiksel hesaplarda. Bu masaya oturduğumda kaç kiloydum? Acaba kaç kilo kalkacağım?
Zaten hafiften tombulum, daha ne kadar Tosun Paşa olacağım?
Yanaklarının saniye saniye, göbeğinin an be an genişleyip gürbüzleştiğini çıplak gözle hissedip gördün mü hiç?
Midemi hiç sorma... Bırak bayram etmeyi, içinde lunaparklar kurulup, panayırlar düzenlendi.
İki saatte hamur işinden tatlısına, dünya mutfağının nadide örneklerinden Ege’nin zeytinyağlısına, deniz ürünlerinden pastalara tam 71 çeşit yemek tattık canımın içi.
Yani şöyle söyleyeyim sana işkembeli nohut yahnisi de yedik, patlıcan çanağında ahtapot sote de...
Amma da zormuş yemek yarışmasında jüri olmak özetle. Ve de ne zevkli.
Allah biliyor da böyle bir meslek vermiyor demek ki... 80 günde Devr-i Alem yaparken elalem, 80 günde 80 kilo rekoru kırıp dillere düşmeyelim madara olmayalım diye belki.
Ev hanımından meclis üyesine, oyuncusundan gastronomi profesörüne jüri üyeleri olarak, kanımızın son damlasına kadar bütün yemekleri tadıp, puanladık.
Sonunda jürimizin kraliçesi yönetmen - yazar Sunar Kural Aytuna (Soğan Öldü Yaşasın Yemek kitabını mutlaka oku, bayılırsın) puanlarımızı hesapladı, kitapladı.
Ve bir baktık ki, Türkiye’nin ilk yeryüzü pazarı kurucusu Gül Girişmen anısına yapılan bu yemek yarışmasında birinciliği ev baklavasıyla Baise Şen’e vermişiz.
Sanma ki, bütün festival fonda çalan Madonna’dan Material Girl şarkısı eşliğinde yemek tatmakla geçti. Halbuki 3 gün 3 gece boyunca duygu ve düşünce dünyamıza da dört bir yandan destek geldi. Her köşede birbirinden eğlenceli ve eğitici etkinlikler, konserler düzenlendi.
Ezginin Günlüğü “Yağmur yağsaaaaa, uykum kaçsaaaaa.... Sevdadandııııır, sevdadandıııır dedi, annem aldırma, gel yanıma...” şeklindeki sözleriyle Düşler Sokağı’nı söyleyip göğü inletti, kayıkları titretti, iki gündür dilime yerleşti.
Balık ekmek - mangal partileri mi istersin (bedava) bir teknenin nasıl onarılacağını yoksa bir yaban hayvanının nasıl kurtarılacağını mı öğrenmeyi mi tercih edersin?
Şiir dinletileri sergiler, söyleşiler Boccia, balık avlama yarışmaları, FYİK çocuklarının yelken ve surf gösterileri ve daha neler neler...
İnan bu Foça çok enteresan ve çok güzel bir yer.
Beş yıldızlı Foça aşığı Serdar Tunçbay’ın dediği gibi sittin sene yaşasan da içinde, hala her bakışında inanamazsın sakinliğine ve güzelliğine. Sanki mutlu sonla biten, huzur veren bir filmin dekorunda gibisindir.
Keşke Serdar’ın sırf bu romantik sözlerini değil de “yemek jürisi olmaya gitmeden önce sakın yemek yeme!” gibi daha pratik tavsiyelerini de mide fesadı olmadan önce sepetime ekleseydim.
O zaman özetle, alkışlar Belediye Başkanı Gökhan Demirağ ve festival için canla başla çalışan tüm ekibine gelsin. Ve tabii, Şeker Reis gibi Foça’yı Foça yapan her birinin hayatı roman, şahsına münhasır insanlarıyla tüm Foçalılara...
Sevgili Foça’cım sen bir tanesin...
Paylaş