‘‘Bencil Dev’’

Güncelleme Tarihi:

‘‘Bencil Dev’’
Oluşturulma Tarihi: Nisan 29, 1998 00:00

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Oscar Wilde'ın bu güzelim öyküsünü çocukluğumda okumuştum. Aslında Andre Gide'e göre Oscar Wilde olağanüstü bir öykü anlatıcısı, ancak kötü bir öykü yazarıdır. Gide'in bu saptaması, onun öykülerini kendi ağzından dinlemiş olmasından gelir. Ne var ki, Oscar Wilde'ı okuduğunuz zaman onu dinlememiş olsanız bile siz de aynı kanıya varırsınız. Sizi yazı türünün güzelliği değil, öykünün özü içine çeker ve ‘‘Bu öykü bir de güzel yazılsa muhteşem olurdu’’ diye düşünürsünüz.

‘‘Bencil Dev’’ de böyle bir öyküdür. Özü, insanı alıp götürür.

Wilde bu öyküde, bir şatoda tek başına oturan bencil ve huysuz bir devi anlatır. Dev, bahçesine giren çocuklara tahammül edemez ve bir gün onları kovar. Şatonun duvarlarını sıkıca ördürür. Her kafadan ses çıkmasını istemeyen dev, kafasını dinlemek üzere uykuya çekilir.

Uyandığında pencereden bakacak ve kar yağdığını görecektir. Bahçenin her tarafı karla kaplıdır ve hep öyle kalacaktır.

* * *

Bencil Dev boşu boşuna, kar yağışının dinmesini bekler. Oysa artık kar yağışı hiç dinmeyecek ve şatonun bahçesindeki kış asla bitmeyecektir. Bencil Dev artık sürekli olarak tek mevsimi yaşayacaktır. Çünkü bütün sesleri kesmiştir. Bütün çocukları kovmuş, geleceği kayıt altına almıştır.

Ne var ki bu gerçeği anlaması uzun zaman alır. Niçin sürekli kış olduğuna, niçin sürekli kar yağdığına bir türlü anlam veremez. Giderek canı sıkılır; burnunu dışarı çıkaramadığı için odasında döner durur. Ta ki bir gün bahçenin bir köşesine baharın geldiğini görünceye kadar.

Şatonun büyük bahçesinin minicik bir köşesine bahar gelmiştir. Oraya kar yağmamaktadır. Orada çimler bitmiş, bir ağaç bahar dalları vermiştir. Ağacın üzerinde birkaç tane serçe neşe içinde şakımaktadır.

Dev, bunun nedenini merak eder ve bahçeye çıkar. İyice yaklaşınca, şatonun duvarında küçük bir deliğin açıldığını görür. Bu delikten içeri bir çocuk girmiştir ve bahçeye baharı getiren de o küçük çocuktur.

Bencil Dev, yaptıklarına pişman olur ve duvarları yıkar. Bahçeye yeniden çocuklar dolar. Bahçede yine her kafadan ses çıkmakta, çocuklar özgürce koşup oynamaktadırlar.

Bencil Dev çocuklara sevgiyle bağlanır. Onları kucaklar, çocuklar da artık ‘‘Bencil’’ demedikleri devi severler.

Ve bir gün Bencil Dev, bahçeye ilk giren minik çocuğun ellerinde yaralar görür ve bunun nedenini sorar. Çocuk:

‘‘Bunlar’’ der, ‘‘sevgi yaralarıdır.’’

* * *

Benim açıkça korktuğum, sevgili ülkemin Bencil Dev'in şatosuna benzemeye başlamış olmasından ibarettir. Eğer böyle giderse ülkeme artık bahar gelmeyeceğinden korkuyorum.

Çoksesliliğe geçmeye başlayan ve baharı beklemeye duran ülkemizin, yeniden tek sesliliğin kışında bunalıp çürümesinden korkuyorum.

Ve biliyorum ki, Bencil Dev'ler, bunu bir başarırlarsa yalnız ve kimsesiz kalacaklardır.

Ve kendi ördükleri duvarları, gene kendileri yıkmaya çalışacaklardır.

Ama maalesef geç kalmış olacaklardır.

Keşke her şey öykülerdeki gibi olsaydı...













Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!