AKP’nin dış politikalarını Türkiye’ye ihanet sayması ile o politikanın sahibi Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olması için Meclis’in en önüne gidip oturması arasında 6 gün var.
Apo’nun asılması için ip dahi tedarik edip Başbakan’a kürsüden atması ile elini sıkıp Başbakan’a "başarılar" dilemesi arasında 7 gün...
"Başarılar" dileyip de "Hükümet programına ret oyu vereceklerini" söylemesi arasında 5 gün...
Programa "ret" oyu vermeleri ile AKP’nin Çankaya’daki zafer resepsiyonuna katılmaları arasında 2 gün...
*
Değişmenin en hızlısı DSP’de.
DSP’nin AKP’yi "büyük tehlike" sayması ile onların cumhurbaşkanlığını da ele geçirmeleri oturumuna katılmaları arasındaki zaman 2 gün...
Liderleri Bülent Ecevit’in izinden gideceklerini söylemeleri ile, onun Meclis’te dahi kabul etmediği türbanın devletin tepesi Çankaya’ya çıkmasına genel kurula katılarak katkı sağlamaları arasında 3 saat...
Zeki Sezer’in hükümetin kimi hedeflerine destek olacaklarını söylemesi ile "AKP iktidarından büyük kaygı" duyduklarını söylemesi arasında beş saniye var.
*
CHP?..
CHP’lilerin "ellerini sıkmayız" demeleri ile el sıkmaları arasında 2 gün...
Deniz Baykal’ın laik devletin çok ciddi tehdit altında olduğunu söylemesi ile parti yönetimine az konuşma emri vererek "Gerginliğin odağı biz olmayalım" demesi arasında 1.5 gün...
Bütçe görüşülürken "Bu sefer kürsüye çıkarak eleştirmeyeceğim" demesi ile kürsüye çıkması arasında 5 dakika var.
*
AKP’nin belki de en büyük şansı; muhalefet partilerinin gevşekliği, kararsızlığı ve tutarsızlığı.
AKP bilinen hedefine varmak için ne kadar kararsızsa, muhalefet partileri laik cumhuriyeti savunmakta o kadar kararlılar.
Tamam; siyaset Arapça’dan, at terbiyecisi (seyis)den gelir.
Ama milleti eşek yerine koymanın bu kadarı da fazla.