Paylaş
Ben düşündüm taşındım; bu tahkim iyi bir şey...
Bir kere en iyi tarafı kimsenin ‘‘tahkim’’in ne olduğunu bilmemesi. Kimse ne olduğunu bilmediği için tartışma giderek büyüyor. Büyüdükçe gelişiyor, geliştikçe herkes fikrini söylüyor.
Fikri olmayanlar ise görüşlerini belirtirken, görüşü olmayanlar düşüncelerini açıklıyorlar.
Ben her ‘‘tahkim’’ meselesine dalarken, bir koşu sözlüğün ‘‘ta...’’ kısmına bakarım:
Tahsildar...
Taşeron...
Tarhana...
Taşkafa...
İşte; tahkim...
*
Yine tahkimin iyi bir şey olduğunu kimi aydınların karşı çıkmalarından da anlıyoruz. Yani ‘‘Ne kadar iyi şey yapılacak olsa bu aydınlar karşı çıkar’’ gibi bir hüküm sizce doğru mudur?..
Pekiiii..
Söyler misiniz; sırf tahkimi Meclis'ten geçirip uygulamak için Erbakan'ın aklanması size ne ifade ediyor?..
Rejime karşı suç işlediği Anayasa Mahkemesi tarafından saptanan ve partisi kapatılıp kendisi siyasetten yasaklanan Necmettin Erbakan'a, tahkimi getirmek karşılığında ‘‘Gel Hoca Efendi, bıraktığın yerden devam et’’ demek neyi gösterir?..
Tahkim dayatmasının gücünü...
O denli gözleri döndü ki, irtica-yıkıcılık-rejim düşmanlığı-Anayasa manayasa, gözleri görmüyor...
Çünkü tahkim bu tasarlanan haliyle; ormanından gölüne, denizinden dağına kadar bir büyük bohça dolusu yağmanın sihirli kilididir. Yağmaya zar zor engel olan ulusal hukukun tümden devreden çıkartılmasıdır.
Al Hoca'yı, ver bohçayı...
Sırf bu nedenle dahi... Yani içine Erbakan'ın yasağı gibi bir inanılmaz ödün konulduğu için... Laik cumhuriyet pazarlık konusu yapıldığı için bile... Tahkime karşı çıkmamak, üstelik savunmak (bırakın aydınlığı maydınlığı) vicdan mıdır?..
*
Bir koşu sözlüğün ‘‘Vi...’’ kısmına da bakarım:
Vi...
Viyak...
Vira...
Vıcık vıcık...
İşte; vicdan...
Hiçbir çıkar uğruna asla satılmaması gereken şey...
Paylaş