Sincabın oy hakkı yok...

FARKINDA mısınız; siyasi partilerin dillerinde çevre-doğa yok...

Seçim bildirgelerindeki birkaç göstermelik satır dışında denizler, göller, ırmaklar, ormanlar, yaylalar, sulaklar onları ilgilendirmiyor.

Eğer sincapların oy hakkı olsaydı, "Aziz ve muhterem sincap hemşerilerim..." diye başlayacaklardı.

Ya da "Kıymetli eşek kardeşlerim..." diye.

Ama leyleklerin, turnaların, kedilerin, yunusların, ceylanların oy verme olanağı ne yazık ki bulunmuyor.

* * *

Oysa gelişmiş demokrasilerde siyasi partiler her zaman doğaya ve çevreye ayrı bir önem verirler.

Niçin?..

Çünkü sincabın oy hakkı olmasa da, onu sevenlerin ve onu ağaçlarda görmek isteyenlerin oy hakkı vardır.

Ama asıl önemlisi:

Dili ve oy hakkı olmayanlara önem veren bir siyasi anlayışın, yoksul, savunmasız, güçsüz insanlara hayda hayda sahip çıkacağını bilirler.

Bir zihniyettir bu...

Bir kedinin ya da bir gölün dahi hakkını savunan siyasi zihniyetin yüceliğini, samimiyetini, içtenliğini ayırt eder çağdaş insan...

* * *

Bizde tersine; seçim demek doğa-çevre için felaket demek...

Kentlerin çevresindeki yeşil alanların gecekonduculara peşkeş çekilmesi demek... Denizde ve karada kaçak avlanmaya göz yummak demek...

Ormanların yakılması-açılması demek...

Sokak hayvanlarının itlafı demek...

Köylünün anız yakmasını görmezlikten gelmek demek...

Göllerin ve sulak alanların kurutulup oy karşılığında köylülere dağıtılması demek...

* * *

Bu yüzden de bu demokrasi bizi tüketiyor.


Yavaş yavaş en değerli varlığımız, yaşamımızı borçlu olduğumuz doğayı-çevreyi kaybediyoruz.

İçinde ırmakların da, sincapların da olduğu yaşamın tümünü değil, sadece oy verme hakkı olanları hesaba katan siyasi partilerin samimiyetsizliği... Demokrasinin yağma ve talanla yürümesi...

Dünyamızı, geleceğimizi, bizi bitiriyor.
Yazarın Tüm Yazıları