Şeytan çok üzgündü...

BAŞBAKAN’ın cumhurbaşkanlığı turları sürüyor.
br>Yedi kez garpten şarka doğru, yedi kez şarktan garba doğru tur attıktan sonra, Çankaya’ya tavaf vecibesi için üç adım öne...

Sıra şeytan taşlamaya geldiğinde ise taşı sallıyor;

"Çırpındıkça batıyorlar, çırpındıkça batıyorlar... Daha da batacaklar... Beni sen seçecek değilsin, ben de seçecek değilim... Kim seçecek?.. Parlamento..."

Şeytanın
kafası, şeytan olalı ilk kez karışıyor.

Parlamento kim?..

Ayrıca nasıl oluyor ki; bundan beş yıl önce aldığı yüzde 34 oyla beş yıl başbakan olduktan sonra, şimdi o beş yıl önceki oyla artı yedi yıl cumhurbaşkanı olacak?

*

Muhtemelen şeytan "Buralar bana göre değil..." deyip tam tüyerken, TBMM Başkanı Bülent Arınç’tan şu müthiş "şeytan çatlatan" açıklama geliyor:

"Millet dindar cumhurbaşkanı istiyor..."

Ve şeytan oturup dizlerine vurarak ağlıyor.

Söyleniyor burnunu çeke çeke:

"Ben de kendimi şeytan zannederdim... Buralarda şeytanlık vazifesi yapmam mümkün değil... Nedir bu başıma gelenler?.."

"Dindar"
lık her işlerine yaradı bu arkadaşların.

Parti kurdular, oy topladılar, iktidara geldiler, hükümetler oluşturdular, Türkiye’nin altından girip üstünden çıktılar.

Tümü "dindarlık" sıfatı altında.

Ama bir gün dindarlığın "cumhurbaşkanı seçmeye de yarayacağını" duysaydık asla inanmazdık.

Çünkü bizler laik bir ülkemiz var sanıyorduk.

İşte o zaman haber geliyor:

"Şeytan kafasını taşlara vuruyor..."

*

Eğer bu ülkedeki yaşam standardı; Rus steplerindeki, Arap adalarındaki, bir zamanlar Osmanlı’nın vilayetleri Balkan ülkelerindeki, yirmi yıl önce böcek yiyerek beslenen Uzakdoğu memleketlerindeki yaşam standartlarının daha altındaysa bir nedeni vardır.

Açlığın, sefilliğin, hırsızlığın ve yağmacılığın bataklığında debeleniyorsa koca Türkiye, sebepsiz değil bu...

Bol şeytanlıkların ve o şeytanlıklara kananların ülkesi eğer bu haldeyse...

Bu sefilliğin bir sebebi vardır da ondan.

Ve burnunu çeke çeke gitti şeytan...
Yazarın Tüm Yazıları