Fikirler, düşünceler, tartışmalar kafa denilen organ ister. Senin çokça sözünü ettiğin organlarla anlayamazsın.
Ben seni tanırım.
Sevgili küfürbazım...
(............)
Bak; Anayasa Mahkemesi’nin "Laiklik karşıtı eylemlerin odağı (yani merkezi) olduğuna" karar verdiği Başbakan ertesi gün (yani dün) neredeydi?..
Yüksek Askeri Şûra’nın başında...
Oradaki görevlerinden birisi de "laiklik karşıtı görüşlerin odağı" olmuş askerlerin Ordu’dan uzaklaştırılmasıdır, inanır mısın?..
Bu seni hiç rahatsız etmez...
Tıpkı devletin en yüce mahkemesinin, "devletin temel ilkesini yıkmanın odağı (merkezi) olduğuna" karar vermesi, sonra da ona "Devleti sen yönet" denilmesi gibi...
Bu da seni düşündürmeye yetmez...
*
Okumazsın...
Düşünmezsin...
Sormazsın...
İktidarın evlere çorba dağıtmasından onların "bulunmaz" olduğuna karar verirsin de... 14 milyon insanın niye belediyelerin bir tas çorbasına muhtaç olduklarını hiç mi hiç sorgulamazsın...
İşin bana küfretmek, sevgili küfürbazım...
Kömür dağıtılıyor diye sevinirsin...
Ama bu cennet yurdun üzerinde yaşayan her üç aileden birisinin niye devletin yarım ton kömürüne muhtaç olduğunu kendi kendine sormak aklına gelmez.
Ben biliyorum; şimdi "Bu eski iktidarların suçu" diyeceksindir...
Eminim...
1950’den bu yana, cenneti yoksulların cehennemi haline getiren iktidarlara sanki sen oy vermemişsin gibi...
Demirel’den, Tansu Çiller’e kadar...
Erbakan’dan, Mesut Yılmaz’a kadar...
*
Aslında bu cennetin sorunu sensin...
Uygar ülkelerin insanlarının asla vazgeçemedikleri ve ülkelerinin uygar olmasını sağlayan o "ilgi, bilgi, ilke, yurttaşlık ahlakı, ses, tavır, akıl, fikir" sende yok...