Mermerin namusu ile naylonun iffeti...

Karaburun’da alçıdan Afrodit heykelinin müşterilerini cinsel yönden etkilediğini gören işletmecinin, heykeli sıva ile giydirmesi bu yüzden olmalı.

Demek ki alçıyı görünce cinsellik akıllarına gelebiliyor.

Ve "uyanıyor" sofu:

"Ne gördünüz beyefendi?.."

"Afyon mermeri..."

*

Sofuların taştan-alçıdan etkilenmemek için önlem almalarına karşılık, tam tersi konumda yer alan dejenere kesim bir başka maddeye ilgi duyuyor:

Naylona...

Ve naylondan şişme kadın pazarı büyüyor.

Şişme kadınına tecavüz edilmesini "namus meselesi" sayan adamın öyküsü ise beyazperdede çoktan yerini aldı diyorlar.

Böyle bir ülkedir burası.

Alçıdan işkillenenler ile naylonu becerenlerin ülkesi...

*

Türkiye bu ikisinin arasındadır.

Bir yanda düğünde erkeklerle oynamayı "zina" sayanlar... Öte yanda Mehmet Ali televizyonunda pantolonu indirip pipisini gösterenler...

Bir yanda türban, öte yanda sokakta g-tringler...

Bir yanda gazetelerin manşetinde tesettür mayoları, öte yanda sayfa sayfa Sibel Can’ın tangası...

Bir yanda sofunun "uyanmasına" neden olan ve alçı ile giydirilerek namuslu kılınan mermer taşı...

Bir yanda becerilen naylon....

*

Bu ikisinin arasında kaldı Türkiye.

Bu iki sivri uç birbirinin tamı tamına karşıtı gibi gözükse de, aslında birbirlerini tamamlarlar.

İkisi birbirlerini destekler, güçlendirir ve kışkırtırlar.

Birisi öbürünün gerekçesidir.

Dejenerasyonun her iki ucu da birbirlerini gösterip masumiyet kazanırlar.

Bir yanda mermerciler, öte yanda nayloncular...

Maddeler dahi elinden kurtulamıyor dejenerasyonun.

Taşı-naylonu dahi "cinsel" görenin hangi uçta olduğu çok fark etmez, bakarsınız uyarılmış zıplıyor:

"Ne gördünüz beyefendi?..."

"Kontrplak..."