Mahcubiyet...

DÜNÜ bir kenara yazın.

Karmaşık bir cumhuriyet tarihi içinde, dün olanlar önemliydi ve siz dünü yaşayan tanıklarsınız.

Bir dönüm noktasıydı dün...

Devir-teslim töreni sanki gizli-saklı yapıldı.

Zaten AKP’ye oy vermiş olanlar da bulunamadı biliyorsunuz, hálá gizli-saklıdır.

Genelkurmay Başkanı’nın mesajı konusunda arkadaşlar, "İçindeki anlamı gördün mü?" diyorlar.

"Hangi anlamı?.."

"Gizli anlamı..."

Ne bileyim ben?..

Doğrusunu isterseniz, ben de laiklik üzerine yazılarımdan dolayı gizliyim, telefon açıp maneviyat adına bana küfür edecek olana karşı:

"Aloooo ulan kimsiniz?.."

"Ben Nuri..."

*

Bir mahcubiyet var.

Bir suçluluk...

Atatürk’ün sabahlara kadar oturup cumhuriyeti kurduğu o laikliğin sembolü Çankaya’ya tesettür geçip oturdu mu?

Oturdu...

Şimdi bunu "gizlemenin yolunu" da bulmadı mı arkadaşlar:

"Sophia Loren bağlayışı..."

Bence daha bir "gizlilik" için, Abdullah Gül de bando davulcusu kılığında içeri girse mi dersiniz?

Bunu öneriyorum, yine kovulmak istemem; ben Nuri...

*

Bir gizleme eğilimi var.

Bir mahcubiyet...

Ama tüm olanları tarihten nasıl gizleyeceksiniz?..

Çocuklar büyüyüp okuyacaklar yarın. Nasıl ki bizler tarihteki tüm kahramanlıkları da, ihanetleri de biliriz...

Tarihi nasıl kandıracaksınız?..

Nasıl gizleyeceksiniz yaptıklarınızı çocuklardan, torunlardan?..

Bu mahcubiyet, bu gizleme, bu suçluluk nasıl örtülür?..

Nasıl?..
Yazarın Tüm Yazıları