MEYDANLARA çıkan insanlar, sanki uzaydan gelmiş yaratıklarmış gibi, hem Türkiye’de, hem dışarıda merak uyandırdılar.
Sordular:
"Kim bunlar?.."
Batı medyası bu yüzden meydanlardaki görüntüyü birinci haber olarak verdi, izleyen Batılılar şaşırıp öyle baktılar. Bizim gazetelerde ise meydandakilerin tanımı, ya da analizi yapılıyor.
Bakıyorlar:
"Bunlar kim?.."
*
Onlar; meydanda gözüksün gözükmesin, gazete okuyanlar.
Yazılı medyanın toplam tirajı 5 milyonsa, bir gazeteyi üç-beş kişi okuyorsa, eh işte o kadar...
Onlar; Ti-Vi dizilerinden önce "haberlere" de bakarlar.
Ortalama çocuk sayıları; iki, bilemediniz üç.
Holdingleri, bankaları, yabancı sermaye ile ortaklıkları, sermaye örgütleri yok.
Zaten çok paraları da olmaz.
Bilgisayarları vardır.
Tarikatları, dergáhları, şıhları da olmaz onların.
İnançları yüreklerinde, duaları sessiz, ibadetleri gösterişsiz, dinin iyi ahlak olduğunun bilincindedir onlar.
Dinlerini çıkarları için, siyasi ya da ticari sermaye olarak kullanmaktan utanırlar.
Peygamber’e de laf söyletmezler, Atatürk’e de.
*
Onlar; bir torba nohuta-makarnaya satılmazlar.
Akılları vardır.
Toplumun aptal yerine konulduğu iç politikalar karşısında canları sıkılır, onursuz dış politikalar karşısında gururları kırılır.
Sahtekár, ikiyüzlü, kaypak değildir onlar...
Hırsız ve yağmacı iktidarlarla suç ortağı olmazlar.
Merhametlidirler.
Ama mangal gibi yürekleri...
İhanete tepkileri...
Bayrağa sevdaları...
Cumhuriyet’e inançları...
Türkiye hálá ayakta duruyorsa, kutsal Anadolu devrimine sadakatleri vardır onların...