Misal; gazete "İstanbul’da Türkiye’nin ilk ve tek Kurban Plazası açıldı" diyor.
Buna "kurban shop" da diyorlar.
Mega Center’da.
Tüm işlemler bilgisayarla gerçekleştiriliyor. Kurban kesme ibadeti "Microsoft Word"e işlenip "Insert" yapılınca, kurban kesme ibadeti "Delete" oluyor.
İşte tam bu sırada bir kasap vatandaşımız asrın en büyük buluşunu açıkladı:
Dana kaçmasını önleme cihazı...
Televizyonlarda "Bülent Arınç’ın cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıkma niyeti" haberinden hemen sonra, bu danaların kaçmasını önleme aleti haberi yer aldı.
Dananın kaçmasını önleme aleti şöyle:
Uzun bir halat. Halatın ucuna iki halka bağlı. Halkalar dananın arka ayaklarına geçiriliyor.
Dana kaçmaya kalktığı zaman halat çekilince arka iki ayağı birleşiyor ve dana yere düşerek otomatik olarak kesime hazır pozisyon alıyor.
Cihazın adı; danamatik...
Peki, dana yine de kaçarsa?..
Kaçtı, kaçtı...
Yapacak bir şey yok.
*
Demek ki "kesme kültürü" çağdaş ürünlerini veriyor.
Tarihçiler ilk "ibadet olarak kesme" eylemini tespit edemediler. Çünkü tarihten çok önceden başlar bu.
Önceleri insan kesilirdi.
Birçok tarihi kalıntıda, insanların kesildiği, özel kan olukları olan lahitler var.
Sonra insan yerine hayvanları kesmeye geçildi.
"Kesmek" bir ibadetse (ki Prof. Dr. Hüseyin Hatemi’ye ve birçok aydın din adamına göre böyle bir ibadet yok) arada kıl payı kadar fark vardır.
Irak’ta Türk şoförlerinin kafasının bıçakla "din için" kesildiğini elbette hatırlarsınız.
Yok eğer hatırlamıyorsanız; dönüp gazete sayfalarına bakın; herkes herkesi kesiyor... Her Allah’ın günü eli bıçaklı, satırlı, testereli insanların aldıkları canların öyküleri ile dolu sayfalar.
Kurban shoplarla, danamatiklerle zenginleştirilen bir "kesme kültürüdür" bu...