Ancak "Ogün Samast" olmaya heveslendiler. Maçlarda binlercesi "Hepimiz Ogün Samast’ız" diye bağırıyorlar.
Demokrasi mücadelelerini sevmediler.
Gericiliğe ve irticaya karşı tepki göstermeyi sevmediler.
Temiz toplum istemeyi sevmediler.
Soygunlarla-hırsızlıkla kavga etmeyi sevmediler.
Bir tek gün olsun yoksulluk için, açlık için ağızlarını açmadılar, güçsüz yoksullar adına haykırmayı sevmediler.
Ama "birer Ogün Samast olmaya" bayıldılar.
Hafta sonları tribünlerde "Hepimiz Ogun Samast’ız" diye bağırıyorlar avaz avaz.
Ogün Samast; katil...
"Hepimiz Ogün Samast’ız" diyorlar.
Ve ne kadar da çoklar.
Bin, iki bin, üç bin, on bin, yüz bin...
*
Biz geri zekálılar da "derin devlet"i, "katil kim"i, "dış mihraklar"ı, "gizli örgütler"i, "cinayetin arkasındaki sır"rı tartışıyoruz.
Oysa gerçek orada bağırıyor:
"Hepimiz Ogün Samast’ız..."
Kimisi katilin beyaz beresinden bulup kafasına dahi geçiriyor, daha da iyi benzemek ve daha da onun gibi olmak için...
Her taraf onlarla dolu, etrafınıza bakın.
Ben kimi zaman onlarla karşılaştığımda "birazdan bağıracak" diye beklerim. Zaten o da "bağırsam mı?" diye etrafına bakınır, anlarım.
Bu tribünlerde gördükleriniz bağırma olanağı bulanlar.
Birer "Ogün Samast" olduklarını haykırıyorlar.
Ogün Samast; katil...
Donanımlı, kültürlü, akıllı, bilinçli, birer iyi vatandaş olmak... Ülkelerinin ve ailelerinin gurur duyacağı birer kimlik sahibi olmak için hiçbir zaman tepkileri yok.
Adam olmak için bir gün olsun bağırmış değiller...
İnsan olmak umurlarında değil...
"Ogün Samast olmak" istiyorlar.
Ve bağırıyorlar hep birlikte:
"Hepimiz Ogün Samast’ız..."
İyi haltsınız...
Bu ülkeye barışın, sevginin hiçbir zaman gelmeyeceğinin gür sesidir o, dinleyin...