Paylaş
Onlar azalınca tilkiler de azalacaktı...
Tilki azalınca fareler çoğalacaktı...
Fareler çoğalınca yeterince patates, mısır, turp, mercimek, bakliyat... Kısacası insanoğlunu besleyen yer ürünleri olmayacaktı...
Bunlar olmayınca Osman da olmayacaktı...
Halbuki Osman var...
*
Kuş bir taşın ya da dalın üzerine tüneyip kakasını yaptığında bile, kuşun da kakasının da bir hikmeti vardır.
Bir de bakarsınız ki erişilmez duvar gibi yalçın kayalıklar arasında, yemyeşil bir incir ağacı var...
Bu kuşun kakasının hikmetidir...
Ya da karganın yedek yiyecek olarak sakladığı bir cevizden filizlenmiş bir görkemli ceviz ağacı...
Kargaya cevizi saklama aklını veren de, gömdüğü yeri unutacak kadar akılsız yapan da bu müthiş düzenektir...
Aslında ormanları ekenler kuşlardır...
İnsanoğlunun geldiği yerdir; doğa, orman, ağaç, tilkiler, solucanlar, fareler, kuşun kakası, yumurta...
Ve Osman...
*
Osman tüm bunları bilmez...
Yumurtanın oval biçimindeki gizli hikmet ile kendi cinsinin varlığı arasındaki müthiş bağı anlayamaz...
O durmadan yok etmek ister doğayı...
Ağacı sevmez, ormanı açar, kediyi tekmeler, kuşu vurur, denizi foseptik yapar, ırmağa işer, karacaları-ayıları kovalar, yunusları öldürür, kurda-domuza düşmandır...
Doğaya saygısızdır...
Tabiatın en tehlikeli ve en büyük düşmanıdır...
Kuşun kakası ile yumurtanın oval biçiminin dahi, yaşamın nasıl vazgeçilmez parçaları olduğunu aklına getirmez...
Tüm bu nedenlerle ben insanın zeki yaratık maymundan geldiğine inanmam...
Eşekten geldiğine inanırım.
Paylaş