DEMEK ki Recep Tayyip Erdoğan, Melih Gökçek’i aradı:
"Melih Bey, şu su tasarrufu münasebetiyle diyorum... Banyo alırken ayaklarını kovanın içine koyma formülünde, iki ayak mı konuluyor, tek ayak mı?..."
"Efendim tek ayak konulursa yüzde elli su tasarrufu sağlanıyor, iki ayak konulursa yüzde doksan..."
"Şunu yüzde yüze çekelim..."
"O zaman ortaya da leğen..."
"Bu durumda bir ayak bir kovada, öbür ayak öbür kovada, ortada leğen, tasarruf başarıyla yüzde yüz..."
"Evet efendim iki kova bir leğen..."
Erdoğan mutlulukla:
"Ben tek kova ile denedim, yani iki ayak bir kova formülü olarak..."
"Bu durumda başarılı neticeyi gözünüzle gördünüz beyefendi..."
"Ben görmedim, gözümü açtığımda komşular duymuş gümbürtüyü... Emine Hanım ’deprem oldu’ diye gelen korumalara ’Bey su tasarrufu çalışması yapıyor’ diye ifade etmiş..."
"Bu uygulama bize netice getirir Başbakanım..."
O zaman Başbakan daha da umutlanarak:
"Divancı Fuzuli’nin beyti vardır; ’Giryan eyledi felek, bigane kaldım alemde/ Harap oldu nigarim kesildi su çeşmimde’ diyor..."
"Deposu yokmuş demek ki, çeşme de kesilince... Tankeri hemen gönderiyorum..."
"Kime?.."
"Fuzuli Bey’e..."
"Fuzuli öldü, öldü... Bizim başkanlık divanı ile ilgisi yok, divan şairi diyorum..."
Recep Tayyip Erdoğan gururla:
"Şimdi başarılı bir şekilde iki kovayı oraya koyduk..."
"Evet, leğen ortada oluyor..."
"Peki, ayakları aynı anda mı koyacağız kovalara, önce birisi sonra öbürküsü mü?..."
"İkisi de olur... Aynı anda koyulduğunda, üç adım geri çekilip, havadayken ayakları kovalara denk gelecek şekilde açıyorsun..."
Erdoğan:
"Sonra suyu kafana döküyorsun kovaya giriyor, suyu kafana döküyorsun kovaya giriyor... Kafaya dökecek su var tabii ki..."