HÜRRİYET Ankara binasının dört bir yandan yolları kapalı, çünkü Kavaklıdere Meydanı’na altgeçit yapıyorlar.
Aylardır, derin kanallar, geniş hendekler, metrelerce çukurlar yüzünden Hürriyet’e gelip-gitmek zor.
Ziyaretime gelmek isteyen üç okurum çukurlara düştüler.
Başarıp da ulaşanların genelde omuz hizalarında ya da enselerinde bir miktar çamur, kafalarının üzerinde de bir miktar çimento oluyor.
Ben onları "Nasıl da gelebildiniz" diye tebrik ediyorum.
Onlar ceplerine girmiş çakılları çıkartırken, ben manevi desteğimi sürdürüyorum:
"Tek ayakkabı ile kalmış olmanız ayrı bir özveri... Öbür teki bıraktığınız çukur, kavşağımızın kuzey çıkışı oluyor..."
Kısacası; kafasında çimento olan, arkadan görüntüsü çamura oturmuş da kalkmış gibi, tek ayakkabılı birisini görürseniz...
O benim ziyaretçimdir.
*
Sonra misafirlerimi terasa çıkartıp, kuşbakışı altgeçit inşaatı hakkında bilgi veririm:
"Şuradan girilecek, şuradan çıkılacak..."
Çankaya halkı da gruplar halinde gelip inşaatı seyrediyor. Onlara da bilgi vermek açısından terastan sarkıp sesleniyorum kimi zaman:
"Güzel oluyor, güzel..."
Sol elimin işaretparmağı ile başparmağımı halka yapıp, sağ elimin işaretparmağını halkanın içine soka çeke "Altgeçit oluyor... Oradan girilip şuradan çıkılacak" diye bilgi aktarıyorum.
Kimi zaman bizim arkadaşlar "Onlar meraklı değil, yolunu kaybetmiş inşaat çukurundan çıkış arayan Çankaya halkı" diyorlar.
Olsun...
*
İnşaat şekillendi, altgeçit ortaya çıktı sayılır.
Ben bu kadar zevksiz bir şey görmedim.
Dört bir yanında metrelerce genişliğinde tünel delikleriyle, çirkin beton duvarlarla, görgüsüzce bariyerlerle...
Kavaklıdere artık yok.
Her Ankaralının anılarını taşıyan, kent nostaljisinin merkezi, cumhuriyet yaşıtı ağaçlarla bezeli, güzelim Kavaklıdere Meydanı tarihe karıştı.
Londra’da, Paris’te, Roma’da trafik sorunu olan, ama asla el sürülemeyen eski meydanların hikmetini anlayamayan saygısızlık, Kavaklıdere Meydanı’nı yok etti.