ŞİMDİYE kadar AKP’yi destekleyen arkadaşlar pozisyon değiştirdiler ve "İrticaya da hayır, darbeye de hayır" demeye başladılar.
Peki; beş yıldır laik cumhuriyetin altı oyulurken, işin "İrticaya hayır" kısmı akıllarına geldi mi?
Ne gezer...
Tayyip Erdoğan’ın eteğine yapışıp tüm dinci kadrolaşmalara, tüm dinci eğitim tuzaklarına, tüm dinci yapılaşmalara, tüm dinci uygulamalara göz yummadılar mı?
Yumdular...
Türkiye’nin nereye doğru sürüklendiğini görüp, uyarıda bulunanlara kızıp susturmak istediler mi?..
İstediler...
O zaman şimdi "İrticaya da hayır..." bölümü ne oluyor?..
*
Çünkü insanoğlu bir anda dönemiyor.
Böyle durumlarda "İrticaya da hayır, darbeye de hayır" diyerek ortada bir pozisyon almak en iyisi.
Sonra...
Sonra duruma göre; "Darbeye hayır" kısmını atıp "irticaya hayır"la işi götürmek de olası... "İrticaya hayır..." kısmını atıp "Darbeye hayır" kısmı ile devam etmek de olası.
Duruma göre...
Şimdilik bu pozisyon iyi:
"İrticaya da hayır, darbeye de hayır..."
*
Bu ulus ikiyüzlülükten, kaypaklıktan çok çekti.
Askerler muhtıra veriyorlarsa ve darbe tehlikesi varsa, bunun tek sebebi güçlü ve egemen sivillerin ikiyüzlü ve kaypak pozisyonlarıdır.
Eğer egemen ve güçlü olanlar, kendi çıkarları için, iktidarın eteğine yapışıp devletin için için kemirildiğine göz yummasalardı... Tepkilerini dürüstçe ve mertçe ilk günden bu yana ortaya koysalardı...
Bugün Türkiye "muhtıraları" ya da "darbeleri" tartışıyor olmayacaktı.
Ama yapmadılar...
Türkiye; adım adım, sinsi sinsi "dinci devlete" dönüştürülürken, güçlü ve egemenler, kendi çıkarları uğruna tüm olanları görmezlikten geldiler.