Dükkán...

GAZETE başlığında Genelkurmay Başkanı’nın "Dükkán kapalı" sözlerini okuyunca (özür dileyerek yazıyorum) çocukluğumuzda düğmeler açık kaldığında, büyüklerin o uyarısı geldi aklıma:

"Dükkán açık ha..."

Utanıp kaçarken dükkánı kapatırdık.

İlgisi yok tabii ki...

Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, askerin ne yapacağını yoklamak için etrafını saran gazetecilere şöyle dedi:

"Dükkán kapalı..."

*

Ben askerin dükkánının kapalı olduğuna inanmam.

Büyükanıt Paşa gibi; açık sözlü, gözü pek, ülkesi için her şeyini feda etmeye hazır bir büyük askerin böyle günlerde canının çok sıkıldığını ve söyleyecek çok sözü olduğunu da hepimiz biliriz.

Ama demek ki dükkánı kapatmış son günlerde.

Bence Büyükanıt’ın "dükkánın kapalı olduğunu" bildiren sözlerinden hemen sonra "Anayasa’da olanı söyledim, ben kendim mi uydurdum", "Konuşuyorum borsa düştü diyorlar" gibi yakınmaları çok kırgın olduğunu gösteriyor.

*

Doğrusunu isterseniz hepimiz kırgınız.

Aklı başında yurttaşlar, beyni satılık olmayan aydınlar, siz, ben, askerler...

Hepimiz kırgınız.

22 Temmuz’dan bu yana, Atatürk Türkiye’sine karşı işlenmiş bir ulusal vefasızlığı içimize sindiremiyoruz.

Bu toplumun neredeyse yarısının oyları ile Türkiye "ılımlı İslam" rejimini kurmak isteyenlere teslim edildi.

Atatürkçülük, cumhuriyetçilik, devrim ilkelerini savunmak bir anda suç oluverdi.

Artık 235’inin eşi türbanlı bir parlamentomuz var.

O parlamentonun oyları ile laik cumhuriyetin sembolü Çankaya’ya, siyasi İslam’ın sembolü türban çıkıyor.

*

Genelkurmay Başkanı ne yapsın?

Bence hem bu büyük ihanetten, hem sivillerin görevlerini yapmamalarından, hem de ikide bir askeri zorlamalarından üzgün.

Bu yüzden soranlara yanıt veriyordur:

"Dükkán kapalı..."
Yazarın Tüm Yazıları