Dört adam, bir inek...

İNSANOĞLUNUN üstün zekásı, barbar ve merhametsiz kimliğini gizlemeyi becerdi.

Bir günde yüz milyona yakın başka canlıyı yer insanlar.

Ama kesimhaneler, paketlemeler, marketler, vitrinler, ambalajlar sistemi içinde bunu öyle masum ve zarif hale getirmiştir ki, size insanoğlu barbar ve yamyam değilmiş gibi gözükür.

Bu tüketim işini doğrudan yapmaz.

Yapsaydı...

Bir de bakacaktınız ki, diyelim ki Meclis Başkanı bir tavuğu kovalıyor, yiyecek...

O sırada Tarım Bakanı ile Kültür Bakanı bir danayı yatırmışlar Akay Kavşağı’nda, sırtını yiyecekler.

Ama böyle olmaz.

Meclis Başkanı garsona kibarca "Bana tavuk sote" der, peçeteyi boynuna sokarken.

Öbürleri sodece "bonfile" isterler.

*

Ancak uygarlık, insanoğlunun barbarlığını ve yamyamlığını her zaman gizleyemez.

Habertürk’te izledim; Güneydoğu’da bir meydan. İle "Esnaf Kefalet Kooperatifleri bilmem ne başkanı" gelecek. Çevresinde insanların halka olduğu meydanın ortasında dört kişi, bir ineği kesmek için yatırmaya çalışıyor.

İnek korkmuş, gözleri yuvarlaklaşmış, yatmak istemiyor.

O dört kişiden ikisi ayaklarından çekerken, öbür ikisi omuz vererek ineği devirmek istiyorlar.

Birisinin dişlerinin arasında bir bıçak var.

Kamera meydandakileri gösteriyor, akıllarına kavurma gelmiş olmalı, salyaları akıyor.

O dört kişinin de salyaları akmakta.

İnek, arada bir insanlara bakıyor, belki de her zor durumda kaldığında yardım eden sahibi oralardadır...

Kamera bir anda meydanın bir kenarında oynamakta olan folklorcu kızları gösteriyor:

Hepsi oynuyorlar, ama dehşet içinde ağlaya ağlaya.

Ama dört adam, tıpkı yırtıcı hayvanlar gibi ineği yatırıp meydanın ortasında parçalıyor.

Davulcu ağzını şimdiden açmış.

Ağlayan sadece küçük folklorcu kızlar.

(.......)

Uygarlığın örtüsü, çoğu zaman insanoğlunun yamyamlığını, vahşetini, canavarlığını örtmeye yetmiyor.
Yazarın Tüm Yazıları