"Sayın milletvekilimiz memlekete hizmet etmek üzere mazbatasını aldı" gibi.
Aşağı Arabistan’da develerin bağlandığı kazığa "mazbuta" denir. Ki bu devenin mazbut durumda olduğunu ifade eder:
Mazbuta...
Cümle içinde kullanalım:
"Deve el mazbuta..."
*
Milletvekilleri mazbatalarını aldılar.
Bense kimi seçtiğimi henüz bilmiş değilim.
Eminim siz de ya seçtikten sonra kimi seçtiğinizi öğrendiniz, ya da benim gibi henüz neyi seçtiğinizin farkında değilsiniz.
Sofranızdaki salatalığı görerek ve bilerek aldınız, marketteki tezgáhtan onu seçme hakkınız vardı.
Ama sizin ve çocuklarınızın kaderi ile ilgili, sizi parlamentoda temsil edecek, sizin adınıza kararlar verecek parlamenterleri seçtikten sonra bakıyorsunuz, neyi seçtiniz?..
Bu demokrasi falan değil.
Açıkçası demokrasinin soytarılaştırılmışıdır...
*
Böyle demokrasilerin aldatıcı kılıfı içinde, militarizm, faşizm, diktatörlük gibi bir başka rejim gizlidir.
Türk demokrasisinin aslı diktatörlüktür.
Milletvekilleri kendilerini halkın değil liderin seçtiğini, oy’u kendilerinin değil liderin aldığını bildikleri için, onlar halka değil lidere minnet duyup, ona hizmet ederler.
Halk yaptığı işin demokrasi olduğunu sanır, ama yaptığı iş bir dönem için bir diktatör seçmektir.
Kısacası işi zordur Türkiye’nin.
Salatalığını seçer de milletvekilini seçemez.
Bu büyük ulusal yalanın, herkes tarafından benimsenmiş, kabul edilmiş olması ise "soytarılaştırılmış demokrasinin" mazbut oluşundandır.