Paylaş
Türk kamuoyunun yüreğine su serpen haber medyada yer aldı:
‘‘Clinton elini Demirel'in omzuna koydu...’’
Bu çok iyi bir şey... Askerlik fotoğraflarında olduğu gibi, omuza el koymak, Türk erkeğinin vücut dilinde dostluğun en sıcağıdır. Bunu kim Clinton'ın kulağına fısıldadıysa, eli bizim Demirel'in omzundan inmiyor.
Zaten bizim medyada ‘‘Clinton'ın eli Demirel'in omzunda’’ haberleri peş peşe patlamaya başladı:
‘‘Clinton elini Demirel'in omzuna koydu.’’
‘‘Clinton'ın eli Demirel'in omzunda.’’
‘‘Clinton'ın eli Demirel'in omzundan inmiyor.’’
Muhtemelen haber merkezleri, görüşmeleri izleyen muhabirlerini her an uyarıyorlardır:
‘‘Clinton'ın eli nerde?..’’
‘‘Boşta...’’
‘‘Demirel'in omzuna yönelme yok mu?..’’
‘‘Koydu, indirdi. Amerikalı diplomatlara göre yine koyması önemle bekleniyor...’’
*
Eğer yabancı devlet adamları bu duyarlılığımızı öğrenirlerse, bundan böyle uluslararası görüşmeler daha çok uzuvlar arası görüşmelere dönüşebilir:
‘‘Fransız Cumhurbaşkanı, başını Cumhurbaşkanı'mızın omzuna koydu.’’
‘‘Alman Başbakan, dizini bizim Başbakan'ın dizine dayadı.’’
‘‘İngiliz bakan, bizim bakanın sırtına bindi...’’
‘‘Amerika Dışişleri Bakanı bacağını...’’ Ancak şimdilik görüşmeler omuz-el düzeyinde. Clinton'ın eli Süleyman Bey'in omzundan inmiyor.
Mutlu haber halkımıza ulaştırılıyor:
‘‘Clinton elini Demirel'in omzuna koydu...’’
*
Deneyimli gazeteci Yasemin Çongar'ın Washington'dan bildirdiği haber, dünkü Milliyet'te yer aldı:
‘‘ABD ‘Kürt diyaloğu' istiyor...’’
Kısacası Washington; Türkiye’nin PKK dışındaki Kürt temsilcilerle siyasi platformda diyaloğa girmesini çıtlatmaya başladı... Ki ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Harold Koh'ün Güneydoğu'da fing atıp, bir müfettiş gibi sorgulama yapıp, sonra zırva öneriler sıralaması, en sonunda da bizim Dışişleri tarafından uyarılması aynı tarihe denk geliyor. Keza Apo'nun ‘‘Silahları bırakın’’ çağrısı da...
Başta ABD, Batılılar istemlerini yakında dayatacaklar, göreceksiniz.
‘‘Yeni Dünya Düzeni’’ dedikleri bu...
Omuzdaki el ne oluyor?..
Tiyatro...
Paylaş