Çiçeği öldürmek...

SARDUNYA kurudu.

Ben onu susuz bırakarak ölüme mahkûm ettim.

Bir gece vakti vedalaştık.

Ona artık su veremeyeceğimizi bildirdim o gece.

Ve kestik suyunu sardunyanın.

Boynunu çabuk büktü.

Soldu...

Son bir nefes ortalık serinleyince gözlerini açmaya kalktı.

Can çekişti...

Ve öldü...

*

Bu şehirdeki tüm çiçekler, güller, sarmaşıklar, çimenler, ağaçlar bir emirle susuz bırakılmaya mahkûm edildiler.


Yeşil ne varsa sarardı kentte.

Peş peşe ölüyorlar cam çiçekleri, fulyalar, hanımelleri, yıldızlar, yaseminler, hercailer, güller, sardunyalar...

Ölüm emri verildi.

Çünkü sıra suyu paylaşmaya gelince, insanoğlu çiçeklere su vermemeye karar verdi. Her şeye rağmen suyunu çiçekleriyle paylaşmak isteyenler cezalandırıldılar, muslukları söküldü, hortumlarına el konuldu.

*

Bu kez aptallığın-ahmaklığın cezasını çiçekler de çekti.


Önce ormanları, nehirleri, gölleri, ırmakları, sulak alanları öldürmekle başlayan katliam, sonunda kuruyan bir yurdun çiçeklerini de ölüme mahkûm etti.

Bundan sonraki aşamada sıra insanda mıdır?..

Bir gün kaçınılmaz olarak daha beter gelecek olan susuzlukta, çocuklara mı su vermeyeceğiz?..

Hasta ve yaşlılara mı?..

İnsan ile insan arasındaki su kavgasında suyu kim alır?..

*

Şimdilik çiçek ile insan arasındaki su paylaşımında, çiçekler kaybettiler, yaseminler, hercailer, fulyalar, güller, sardunyalar öldüler.

Sardunya ile o gece vedalaştık.

Ona artık su vermeyeceğimi bildirdim.

Boynunu büktü sardunya.

Ve öldü...
Yazarın Tüm Yazıları