SİZİ yıllardan beri izleyen gazetecilerden birisiyim.
Dürüst, namuslu, kiri-pası olmayan ender tanıdığımız politikacılardan birisi olduğunuzu biliyorum.
Ama bu halk sizi sevmedi.
Doğrusunu isterseniz çoğu zaman kendi kendime, bu insanların sizi niçin sevmediklerini düşünüp dururum.
Halkın bir politikacıyı sevmesi, ona oy vermesiyle ölçülür.
Oysa bu halk kimlere güvenip başbakan yapmadı ki?.. Tansu Çiller’i, Mesut Yılmaz’ı, hatta Erbakan’ı dahi...
*
Neden?..
Ben biliyorum:
Ailenizi birçok şeyden mahrum bıraktığınızın tanığıyım. Avantacılara-beleşçilere yüz vermediğinize tüm meslektaşlarım tanıktır. Koalisyona giripde "Bu pisliğin üzerine oturmam" diyerek iktidarda olmayı reddettiğinize ise tarih tanıklık eder.
Bence bunların tümü sizi sevimsizleştiriyor.
Oysa orman arazisine bir ev yaptırsaydınız, bu varoşlardakileri... Kuru maaşla çocuklarınıza gemi-memi alsaydınız bu dar gelirlileri... Şirket-mirket kurup holdinglerle iş yapsaydınız bu patronları... Deve yükü suç dosyanız olsaydı ve dokunulmazlıkların arkasına gizlenseydiniz, bu kaçak elektrik kullananlardan vergi kaçıranlara kadar, büyük bir çoğunluğu mutlu edecekti...
Bir de başınıza kenarı dantelli külah geçirseydiniz var ya...
Sizi seveceklerdi.
Başbakan olmuştunuz.
*
Bence şimdi yapmanız gereken bir şey var.
Yüksek bir yere çıkıp bu topluma şöyle seslenmelisiniz:
"Size yaranamadım, elveda..."
Ve niye çekip gittiğinizi en açık biçimde, herkesin anlayabileceği şekilde... İnsanların gözünün içine baka baka anlatmalısınız.
Korkmayın.
Halk dalkavukluğu, halkın hálá uyuklamasını isteyenlerin işidir. Halkını sevenler onun kusurlarını haykırırlar.
Dünyanın en güzel coğrafyasında... Ama dünyanın en güvensiz, en düzensiz, en gelişmemiş ülkelerinden birisi olmanın ağır günahını ve vebalini hatırlatın bu millete.