Yoklar çoğalınca

NERESİNDEN başlayalım bilemiyorum. Trabzonspor’da o kadar çok eksik var ki, kelimelerle anlatamayız.

Haberin Devamı

Özgüven yok, üretkenlik yok, doğru dürüst mücadele yok, takımı ateşleyecek futbolcu yok, daha doğrusu çoğu sahada yok, o kadar çok yoklar var ki saymakla bitmiyor. Şenol Güneş geçtiğimiz hafta Ordu gibi güçlü bir takımı yendikten sonra, “Biz daha yeni başlıyoruz” demiş. Bense sezon başından bu yana Trabzonspor’da fazla değişen bir şeyin olmadığını her hafta görüyorum. Pardon değişen şeyler var. Her hafta değişen ilk on bir var. Ancak bir türlü o ideal on bir bulunamadı.
Dün akşamki maça Trabzon çok istekli başlıyor. Eskişehir ise deyim yerindeyse tilki kurnazlığında dikkatli. Trabzon da istekli ama üretken değil. Ne hikmetse dev gibi bir santrforu olmasına rağmen kanatları kullanmıyor. Zaten kanatlarda oynayan oyuncuların da öyle büyük çabası yok. Göbekten gol bulmaya çalışıyor ama koskoca ilk yarıda bir tane bile pozisyon bulamıyor. Eskişehir ise 3 kez geliyor ve 2 gol atıp gidiyor. İlk yarının kısa özeti bu.

Haberin Devamı

Servet’in verdiği ders

İLK 45 dakikada istediğini alan Eskişehirspor, ikinci yarıda iyice geriye yaslanarak Trabzonspor’un oynamasına izin veriyor. İzin veriyor ama kontratağı da unutmuyor. İlk yarıdaki gibi yine baskılı gibi gözüken ama pozisyon bulamayan bir Trabzonspor var sahada. Daha sonra sahneye Servet çıkıyor. Bir forvet oyuncusu gibi adeta ders vererek elini kolunu sallayarak golünü atıyor. Servet’in golünü Trabzonspor taraftarları bile alkışlıyor. Zaten çoğu sahada olmayan bordo mavili futbolcular iyice çöküyor.

Kan değişikliği şart

ARTIK bazılarının şapkalarını önlerine koymaları gerekiyor. Kan değişikliği şart. Hem de en başından en sonuna kadar şart. Bu takımın bu kadro ile hedefe gitmesi zaten mucize olurdu. Sezon başından bu yana tabir biraz kaba olacak ama lastik ne zaman patlayacak diye gözlemliyorduk. İki üç kere söndü ama dün akşam Avni Aker’de patladı. Bu malzeme ile de tamir olsa bile yine patlar.

Güle güle dostum

VE sözün bittiği yer. Hiç böyle olmadı be FİKO. Soyadı Demir’di, yüreği de öyleydi. Çok genç yaşta aramızdan ayrıldı. Her Trabzonspor maçı dönüşü sabahında o meşhur Trabzon simitlerinden getirirdim ve beraberce yerdik. Artık Fikret de yok simit de. Güle güle yakışıklı esmer çocuk… Ruhun şad olsun, her zaman kalbimizdesin.

Yazarın Tüm Yazıları