Paylaş
Baktığınız zaman, iki tane Türkiye Ligi’nin şampiyon olmuş ve her zaman şartlar ne olursa olsun şampiyonluğa oynayacak takımı... İstediğiniz kadar küçülün, istediğiniz kadar kısıtlamalara gidin, hedefler hiçbir zaman değişmez. Takımın adı Beşiktaş ve Trabzonspor olunca hedef şampiyonluktur. Resmen ilk yarı kör dövüşü gibiydi. Kim golü atarsa soyunma odasına mutlu girecekti. Trabzonspor bunu iyi becerdi. Aslında oyuna baktığınızda bu böyle değildi. Belli bölümlerde her iki takımda gole yakındı.
Avantajı koruyamadılar
Fernandes o golü yapabilse belki durum daha değişik olabilirdi. O pozisyonu hepimiz hatırlıyoruz. Üç kişinin arasından gol atmaya çalışıyor. Devre biterken Sapara, kendi istiyor ve kendi atıyor. İşin özeti bu. Büyük takım olmak farklı, büyük takımda oynamak farklı. Bunu maalesef anlamayan oyuncular çoklukta. Trabzonspor ilk yarının sonlarında attığı golün farkında olamadı. Bu avantajını koruyamadı. İstanbul’da gol buluyorsun devamını getiremiyorsun.
Tedaviyi kim yapacak?
Beraberlik golüne davetiye çıkartıyorsun. Yani, “Ben golümü attım ve işimi yaptım” diyorsun. İstanbul’a beraberlik için gelmişsin. Bu her halinden belli oluyor. Niye ikinciyi bulup da rahatlamıyorsun? Zaten Trabzonspor’un hastalığı da bu değil mi? Teşhis doğru zannediyorum ama tedaviyi yapacak kişiyi göremiyorum. Daha önce F.Bahçe’yi yakaladın ama başaramadın, şimdi Beşiktaş’ı yakaladın yine olmadı. Ne zaman olacak? Eğer rakiplerini böyle yakaladığın zaman bunu başaramıyorsan ileri de hiç olmaz.
Rahat maç izleyemiyoruz
Şenol Hocam kusura bakma. Bu takımı golcüsüz oynatıyorsun, santraforsuz oynatıyorsun diye. Lütfen biraz daha cesaret. Trabzonspor dün akşamki Beşiktaş’ı yenemeyecek takım mı? “Hep yenilmeyelim de gerisi ne olursa olsun” nereye kadar? Bu içeride de dışarıda da aynı. Şöyle rahatça oturup da bir Trabzonspor maçı ne zaman izleyeceğiz? Tamam, Fenerbahçe ile berabere kaldın, Beşiktaş ile de berabere kaldın. Yine günü kurtardın. Şark cephesinde değişen bir şey yok, özlem devam ediyor ve edecek gibi de gözüküyor.
Paylaş