×
Türk erkeğin modaya yaklaşımı, malum, biraz mesafeli. “Giymem” dediklerini incelemeye kalkarsak uzun bir kompozisyon yazabilir, ‘yasaklı kıyafetler’ ile ilgili uzun bir liste çıkarabiliriz. Genelleme yapacak olursak,
Türk erkeğinin en korktuğu şey ‘feminen’ ve ‘fazla özenmiş, fazla şık’ görünmek. Canlı renklerin, çiçekli desenlerin, ipek kumaşların, vücuda yakın kıyafetlerin erkek gardırobunda kendine pek yer bulmaması gayet normal.
Bu sınırlar, çekinceler moda dünyasının ve erkek koleksiyonu tasarımcılarının pek umrunda değil. Aksine, erkeklerin üzerine üzerine gidip “Hiç giymem” dedikleri şeyleri erkeklerin dolaplarına yerleştirme derdindeler.
Beyler, bu konudaki panzehiriniz aşina olmak. Zamanla gözün alışması.
Peki, 2013 yaz sezonunun ilk bakışta “Asla!” diyeceğiniz akımlar neler ve bu trendleri nasıl giyebilirsiniz?
1. Tüm kombin tek renk: Burada asıl iddialı olan, tüm kombin rengini kırmızıdan seçmek. Garanticiyseniz, alt-üst iç-dış tek renk giyme konsunda tercihinizi lacivert, gri tonlarından yana kullanın. Kat kat denim stili yani gömlek altına aynı renk denim pantolonu, ayakkabıyı giymek de bir alternatif.
2. Renkli takım elbise: Geçen sezon mavi takımlarla kendini gösteren bu trend, bu sezon yeşil, sarı, oranj tonlarında dozu artarak devam ediyor. Takım elbise koton ya da keten olduğu sürece, içine beyaz gömlek veya beyaz tişort giyip kombini sakin model ayakkabılarla tamamladığınız sürece bir sakıncası yok.
Moda, Türk erkeği için öncelikli bir alan değil. Buna bir de özel okazyonlar için şık olma stresi eklenince, “Nerede, ne giyinmeli?” sorunsalı erkek için iyice işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Yerine göre giyinmek, ilk bakışta şık bir intiba bırakmak önemli. Beyler, unutmayın: Sevgiliniz sizi her zaman ilk buluşmadaki kıyafetlerinizla hatırlayacak, patronunuz üzerinizdeki kıyafete göre ciddiyetiniz konusunda bir fikir edinecek. Strese gerek yok. Çözüm basit: Tek ihtiyacınız birkaç pratik bilgi ve dikkat etmeniz gereken ufak detaylar...
İlk randevuda
1. Evet, bir moda klişesi ama mühim olan ‘çabasız şıklık’ kıvamını tutturabilmeniz. Kombin önemlidir ama asıl mesaiyi detaylara harcayın. Unutmayın, buluşacağınız kadın gömleğinizin düğmesi, çorabınızın rengi gibi detayları inceleyecek.
2. Ne kadar şık olursa olsun gündüz kıyafetnizle gitmeyin ilk randevuya. Farkına varılacaktır. Mutlaka üstünüzü değiştirin, yenilenin, tazelenin.
3. Tek ceket yani blazer her mekânda kurtarıcıdır. Bunun içine kravatsız gömlek ya da polo yaka tişört seçimi tercihinize kalmış. Gömlek en garanti çözüm. Çok basit ve resmi olmamak için beyaz gömlek yerine koyu mavi, gri, füme, lacivert gömlek deneyin.
4. Jean giymek ortama uygunsa mümkün olduğunca koyu tonlarda, yıkanmamış, taşlanmamış, ağartılmamış bir tane seçin. Bol kesim değil, fit olsun. Sizi daha dinamik, daha genç gösterir.
5. Bütün kadınlar ayakkabıya bakar, çaktırmadan inceler. Pantolonunuz jean ise deri bir bot; kumaşsa loafer ya da mokasen ayakkabı giyin. Şık bir restoranda lastik papuçlarla şansınız sıfır.
Birçok moda markasının bu sezon sporun farklı dallarından ilham alarak yeni koleksiyonunu şekillendirmesi, takım elbiseden uzaklaşıp daha rahat, daha sportif bir stile bürünmeniz için şık bir fırsat. Bu açılımların en yenisi, en farklısı H&M’den. Markanın Brick Lane Bikes için ürettiği erkek koleksiyonunun ilhamı, şehir bisikletçiliği. H&M tarafından tasarlanan, Brick Lane Bikes tarafından test edilen koleksiyondaki her parça gün boyu giyilebilir, çok yönlü kullanılabilir. Su geçirmez bisikletçi montu ve eklemli blazerlardan vintage esintili bisikletçi jarse ve şapkalarına kadar toplam 11 parçadan oluşan bu koleksiyonun ana fikri modayı işlevsellikle birleştirmesi.
TEKNEDEN KARAYA TAŞAN ŞIKLIK
Yeni koleksiyonunu bir spor dalıyla bağdaştıran bir diğer marka da U.S Polo Assn. Polo sporunun kültür mirasını vurgulayan ‘Neo Heritage’ temasıyla hazırlanan U.S. Polo Assn. ilkbahar-yaz vitrininde polo klasiği olan renklere ve çizgilere yer veriyor. Lacivert, beyaz, kırmızı, yeşil, mavi ve turuncu renklerinin sezonun trendi indigo ve neon renkleriyle birlikte kullanıldığı koleksiyonda retro sayılacak, sportif ve pratik modeller var. Amaç yine işlevsellik. Hatta bu işlevselliğin altını kalın kalın çizmek için yeni sezon tanıtımı Cape Town’da özel bir polo maçı eşliğinde yapılmış. Koleksiyon modelliğini yapanlarsa Val de Vie Polo Club’ın gerçek polo oyuncuları.
İlkbahar/yaz mevsimi demek yat kulüplerinin hareketlenmesi, yelkenlerin açık denizlere açılması demek. Erkek modasında bu spor dalıyla özdeşleşen marka çok. Gant, North Sails, Nautica, Façonnable bunlardan birkaçı.Façonnable’ın bu sezonki ‘cruise’ koleksiyonu geleneksel yelken temasına göndermelerde bulunuyor. Sportif ve efektif detaylara odaklanmış bu şık-spor çizgi, geleneksel hafta sonu gardırobuyla teknik detayları buluşturmuş oluyor. Otantik gemi çarklarının, yat kulübü klasikleriyle birlikte kullanıldığı koleksiyon tekne yaşamını tekne dışına taşıyor. Çapa desenli düğmeleri bulunan slim ceketlerine, ince örgülerle işlenmiş turuncu ve pembe özel dikim chino pantolonlarına, terletmeyen rüzgâr ve su geçirmeyen polyesterlerine mutlaka göz atın. Koleksiyonun olmazsa olmazı tahmin edersiniz ki lacivert ve beyaz tonları. Kıyafetlere yansımış en önemli detaylarsa yelkenlerde kullanılan zikzak kenar dikişleri, kabartma düğmeler ve kontrast renkler.
Moda haftası kapsamında 13-14 kış erkek koleksiyonlarını görücüye çıkaracak dört tasarımcıya koleksiyonlarının şifrelerini ve kişisel favorilerini sordum, erkekler için tüyolar aldım.
1. Yeni erkek koleksiyonunuzu nasıl özetlersiniz?
2. Kişisel ‘olmazsa olmaz’ listenizde neler var?
3. Koleksiyondan referensla Türk erkeğine vereceğiniz öneriler neler?
4. Günlük hayatta daha tarz bir görünüm için nelere dikkat etmeli, ne giymeli?
Deli işi bir koleksiyon
Emre Erdemoğlu
1. Siyah, bordo, gri ve grinin tonları hâkim. Teması, Erotomani. Bir çeşit akıl hastalığı anlamına geliyor, adı da Eros’tan geliyor. Sürekli başkaları tarafından sevildiğini zannetmeye dair bir hastalık. Erotomani, koyu renklerin hâkim olduğu, örme, deri ve kaplamalı kumaşların birbiriyle eşleşerek kullanıldığı özel kalıplarla hazırlanılan lüks bir koleksiyon. Adı gibi gizemli.
“Takım elbise, adı üstünde ‘bir örnek’tir. Nesini karıştıracağız?” dediğinizi duyar gibiyim. Fakat son dönemlerde moda tasarımcıları, kostüm danışmanları ve stilistler genç erkeklere takım giydirmek ve takımı tekrar sevdirmek adına birçok kombin kolaylığı ve kombin farklılığı yaratmaya çalışıyorlar. Ofis ortamında, sürüden ayrılmak adına denemelere açıksanız gelin sizinle karıştır-seç yapalım ve dolabınızda yalnız başına asılı duran takım elbisenizi baştan yaratalım.
KOLAY VE HIZLI DOKUNUŞLAR
Takım elbise söz konusu olunca her erkeğin dikkat etmesi ve öğrenmesi gereken birkaç püf noktası var. Bu pratik dokunuşlar bir anda takımınızı değiştirip farklılaştıracaktır. Elinizi korkak alıştırmayın ve aşağıdaki kombinlerden birkaçını hemen deneyin:
Takım elbise içine V yaka triko giymek: V yaka trikolarda renk seçimi size kalmış. Ağırbaşlı ve resmi bir etki yakalamak için füme, lacivert ve siyah renk triko giyebilirsiniz. Daha günlük ama dinamik etkiler için bordo, koyu yeşil ya da mavi trikoları lacivert ve siyah takımlarla deneyin. Karavat takmaktan hoşlanmayan takım severlerdenseniz, gömlek üzerine bu sefer bisiklet yaka ince renkli trikoları deneyin. Yakalar mutlaka trikonun içinde kalsın.
Takım elbise içine direkt balıkçı yaka kazak giymek: Bu tarz balıkçı yaka triko için düz siyah, lacivert, ekru ve füme renkten şaşmayın.
Yelekli takım giymek: Yelekli takımla bir seferde diğerlerinden ayrılırsınız. Yeleğin maskülen etkisini hafife almayın. Ve mutlaka bu parçayı bu sezon gardırobunuza ekleyin. Özellikle özel geceler ve kutlamalar için yelekli takım ilk seçeneğiniz olsun. Yelekli takımınız yoksa siyah bir yelek de, siyah ve gri takımlar içinde iş görecektir.
Mendil takmak: Takım elbiseyle, gömlek ve kravatla uyumlu renkte mendil takmak, erkek stilinde ritüel bir duruma dönüştü. Şık gecelerde, smokin ve siyah takımlarınızla beyaz koton mendil takın. Kış kombinlerinde de desenli ve yünlü mendillerden takabilirsiniz. Bu sezonun modası puantiye ve iki renkli mendiller. Bir füme, bir lacivert ve bir bordo renk mendil biekaç sezon işinizi görür.
İlk jean pantolonunuzu üzerinize geçirmek için yurtdışından hediye gelmesini beklemek, Amerikan pazarlarında kırmızı etiketin peşine düşmek, el altından büyük paralar bayılmak... Şimdilerde günlük hayatta sık sık kullandığınız jean’leri bir zamanlar moda dünyasının ulaşılması en zor, en kıymetli parçalarından biriydi. 70’lerin sonunda, 80’lerin başlarında Amerikan marka jean giymek oldukça önemli bir meseleydi. O dönemin gençleri ilk jean pantolonlarını hâlâ enteresan hikâyeler eşliğinde gözleri parlayarak anlatır. Düzene karşı gelenlerin, barışçıl isyancıların ve asi Amerikan gençliğinin bize mirası olan jean’in geçmişi 1870’lere dayanıyor.
Yıl 1873. Avrupa doğumlu, Amerikan göçmeni terzi Jacob Davis ve kumaş üreticisi Levi Strauss birlikte yeni bir ürün patenti alırlar. Bu, maden işçileri ve altın arayıcıları için yaptıkları denim kumaşından dikilen tulumdan başka bir şey değildir. İlk blue-jean’i 1893’te bu müşterilere özel dikmeye başlarlar. Kısa sürede Batı Amerika’da bazı küçük dükkânlarda dayanıklı işçi kıyafeti olarak satılmaya başlanır. Bu jean üniformanın ismi, o sırada XX’dir. 1890’da Levis&Co, rivetli yani zımbalı pantolonu diğer denim kıyafetlerden ayırmak için efsanevi 501 jean’i yaratır ve patentini alır. 1886’da arka bel kısmına deri büyük bir etiket konur. Üzerinde, farklı tarafa doğru pantolonu yırtmaya çalışan iki atın illüstürasyonu vardır. Bu çizimin tek amacı jean pantolonun ne kadar dayanıklı olduğunu göstermekti.
Zaman içinde önce arkaya ikinci cep ilave edildi, sonra pantolon askısı kullanmayan gençler için bel tokaları kesildi. Akabinde kemer britleri modele eklendi. II. Dünya Savaşı sırasında hükümet emriyle tüm zımba, rivet, metal askı düğmeleri jean’den çıkarıldı. Bu metal aksesuarlar ordu ve üniformalar için kullanılacaktı. Savaş bitince Levi’s eski aksesuarlı üretimine devam etti. Zamanla rivetler ceplerin içinde kaldı, jean kalıbı daraldı ve gençleşti. Levi’s 501 neredeyse şimdi bildiğimiz formuna yaklaştı ve zamanla daha efektif, daha dayanıklı olmak için değil tüm moda dünyasına yön vermek için tasarlandı, üretildi.
Jean ne zaman moda oldu?
1950’lerde artık kovboyları jean’le görmek özel ve ilginç değildi. Hollywood kostüm tasarımcıları sinemanın asi çocuklarını giydirmek için yeni bir kıyafet bulmalıydı. Jean modası Hollywood’u sarmışken yeni bir imaj doğdu: Jean giyen Hollywood’un kötü çocukları. Jean, idol olarak Gary Cooper ve John Wayne yerine yeni gençlik ikonu Marlon Brando’yu seçti. 1953’te motosikletçi asi anti-kahraman Johnny ‘The Wild One’ da, kötü kız Marilyn Monroe ‘The Misfists’te ilk Levi’s 501’ini giydi, 501 modeli kısa sürede kült mertebesine erişti.
Jean aileye, topluma ve düzene başkaldırış olarak görülüyordu. Jean giyme kültürü ve modası bireyselleşme ve özgürleşme tutkusuyla yanan Woodstock gençliğiyle beraber hızla tüm dünyaya yayıldı. Jean giymek kısa yoldan kendini ifade etme şekli oldu, Amerikan rüyasının ikon sembollerinden birine dönüştü. Time dergisi tarafından 20’nci yüzyılın moda ürünü seçilen, 70’lerde, 80’lerde sokakların en aktivist kıyafeti olarak bilinen hep jean oldu.
Denim modasında yeni neler oluyor?
Son yıllarda jean kalıpları oldukça daraldı. Enine esneyen rahat ‘skinny jean’ler’ iki sezondur sokaklara indi, her yaşa her tarza ulaştı. Beller eskisi kadar düşük değil. Yırtık jean modası artık yok. Cepler de daha düz ve sakin. Aşırı taşlama, beyazlatma ve ağartma demode olan detaylar. Botları artık jean içinde değil, dışında bırakıyoruz, ince bilekli botları paçaların içine sokuyoruz.
Yüzünüze uygun, son dönem moda akımıyla örtüşen doğru gözlük seçimi hem stilinizi parlatır hem kombininizi şık bir detayla tamamlar. Her sezon kıyafetlerde değişen moda trendleri, gözlükler için de geçerli. Fakat ikonik, vintage gözlükler son birkaç sezondur en revaçta olan modeller. Garanti şıklık için bu gözlüklerden alabilirsiniz.
Retro gözlük meselesini biraz açalım. Klasik formlarda, orta boy, kemik ve plastik türevi mutlaka çerçevesi olan gözlükler bunlar. Klasik formdan kasıt, kare ve köşeli kesim oluşu, 50’lilerin spor-retro havasını yansıtması. Woody Allen’in ikonlaştırdığı gözlük formu ya da John F.Kennedy’nin, Grogery Peck’in taktığı gözlükler gibi.
Bu tarzı seviyorsanız, Tom Ford’un 50’ler formunu modernize ettiği ‘ikonik’ modelleri aradığınız lezzet olabilir. Persol markası da bu tarzda iddialı gözlüklere sahip. Steve McQueen’in bir dönem reklam yüzü olduğu bu gözlükler, 60’lı ve 70’li yılların gençleri iyi hatırlar. Katlanıp cebe giren modellerin öncüsü olmuştu. Bu formun akımını başlatan bir diğer model de Rayban Clubmaster. Bu köşeli retro formun numaralı, yani şeffaf camlı olan okuma gözlüğü versiyonları da var. Özellikle sık sık takım elbise giyiyorsanız, daha ‘smart’ bir görüntü katabilir size.
TARZINIZ RETRO DEĞİLSE
Yuvarlak retro formlardan en önemlisiyse John lennon’un taktığı yuvarlak, küçük, metal kenarlı gözlükler. Günümüzde bu formun kemikli versiyonlarını Giorgio Armani, Marc Jacobs, Proenza Schouler, Ralph Lauren, Zegna ve Lanven gibi markaların son koleksiyonlarında bulmak mümkün. Moda markalarının koleksiyonları da gözlük modasının nabzını tutar. Emilio Pucci, Fendi, Lacoste, Nike, Calvin Klein, ve Michael Kors, Valentino ve Salvatore Ferragamo markalarına da bir göz atın. Retrodan ziyade metal kenarlı, damla modeli aviator seviyorsanız DSquared, Cerruti 1881, Ray-Ban Aviator, Armani, Gucci, D&G markalarını deneyin.
Daha eğlenceli bir alışveriş için...
Soru: Alışveriş konusunda aynı markalara, benzer mağazalara bakmaktan sıkıldım. Birkaç orjinal mağaza adresi önerebilir misiniz? (Emre Ç., İstanbul)
Yanıt: Alışveriş meselesini daha eğlenceli, daha farklı kılmak için size Galata’da açılan yeni bir mağazayı önereceğim. Adı, Selfestate. Hem kadın hem erkek için farklı ürünler satıyorlar. Lastik Pabuç t-shirt ve sneaker serisi hoşuna gidebilir. Selfestate’de sadece kılık kıyafet değil, nadir bulunan plaklar, kitaplar, özel baskı posterler de satılıyor. Tasarım meraklısı biriyseniz kapısından girdiğinizde yeni bir oyuncak dükkanı keşfetmiş gibi mutlu olacaksınız. Evine düşkün beylere, el yapımı kurukafa motifli siyah mumları şiddetle öneririm.
Garantici, özenli ve şık
Nereye gitmeli? Popüler mekânlardan, elegan adreslerden şaşmayın. Gündüz de birlikte vakit geçirme şansınız olursa
baş başa yemek yiyin,
alışverişe çıkın.
Güzel bir yemekle, eğlenceli bir filmle günün anlam ve önemine de çok da bulaşmadan geçirilecek sakin, rahat bir gün ne şaşırtır ne de hayal kırıklığına uğratır.
Erkek ne giymeli? Hem gündüz hem de gece giymeye yönelik lacivert kadife bir ceket, içine beyaz gömlek, altına paçaları kıvrılmış jean. Gömleğin sıradanlığını, cekete uygun renklerdeki ekoseli kaşmir bir kaşkolla bozun, ağır ve
demode olmayan bir salon erkeğine dönüşün.